Nuri Çavuş ya da Arabın Nuri Ağa.. O bir saz üstadıydı. Yalak olmayan bütün sanatçıların sonu böyle mi? Parasızlıktan tencereye ekmek doğrar, üzerine ispirto döker karnını doyururmuş 

Nuri Çavuş ya da Arabın Nuri Ağa
 (d. 1880, Kütahya; ö. 1955, Kütahya) Kütahyalı halk ozanı.

1880’de Kütahya’da doğdu. Ünlü Pesendî’nin son dönemlerini gördü.
Pesendî’nin çırağı, Dülgerin Hüseyin Ağa’nın dostu olan saz üstadı çok iyi bağlama çalar ve Kütahya yöresi türkülerini icra ederdi.
Fakir bir yaşam sürmüş, bir kez nişanlanmasına rağmen yoksulluktan dolayı yürümemiş ve hiç evlenmemiştir.
Ömrü kahvehanelerde, hanlarda ve gezek ortamlarında saz çalarak geçmiştir.
Fırınlar üzerinde bir göz odada barınmış, hâli vakti yerinde olanların yardımlarıyla yaşamını sürdürmüştür.
İçkiye düşkün olan halk ozanı, Kurtuluş Savaşı sonrası yokluk yıllarında parasızlıktan tencereye ekmek doğrar, üzerine ispirto dökerek kaşıklayarak karnını doyurur ve efkar dağıtırmış. 
Dülgerin Hüseyin Ağa ile yakın arkadaşlıkları olmuş, beraber çok çalıp söylemişlerdir.
Kambur Celal, Terzi Sadık Türk, Hisarlı Ahmet kendisinden feyzalmışlardır.
Cebinde taşıdığı küçük nargilesini ve curasını yanından hiç ayırmayan sanatçı 1955’te Kütahya’da vefat etmiştir.

Kaynak

  1. Mustafa Salün, Sazımız, Sözümüz Türkülerimiz, Öykülerimiz İle Kütahya, KÜTAV, 1997, s, 55