Mehmet Ali Yula mesleğe geri döndü.. İşte ilk yazısı

Mehmet Ali Yula

Durmadan birbirimize söylediğimiz “Sabrın sonu selâmet” ya da “Sabreden derviş, muradına ermiş” gibi tekerlemelerimiz var, herkes bilir.
Peki, ne kadar doğru bu sözler..? Her sabreden selâmete ulaşıyor, muradına eriyor mu..?
Keşke olsaydı…

Sabretmek “uslu uslu oturup” olumsuzlukların düzelmesini beklemeyi çağrıştırdığı için, günümüzde tehlikeli bir eylem. Çünkü sabrın sonunun selâmet olabilmesi için gerekli olan şeylerden yoksunuz,

En başta neden ve ne için sabrettiğimizi görebilecek siyasetçiler yok. Onlar bambaşka şeylerin peşinde sabrediyorlar çünkü. Bir çeşit “herkesin sabrı kendine” durumu var.
Mesela şahsen ben, yıllardır “dünyada ne olup bittiğini anlayabilen siyasetçilerin olduğu bir Türkiye’ye kavuşmak umuduyla” sabrediyorum… Onlar ise “kendilerini kurtarmak için, durumlarını korumak için” sabırla çareler arıyorlar…

8 milyar insanın yaşadığı bir dünyada; biraz kafası çalışanlar “elele verip gezegenimizi yok olmaktan kurtaracak siyasetçilere kavuşmak için” sabrederken, doymak bilmeyen siyasetçiler “daha çok sömürmenin yollarını bulabilmenin” sabrına sahipler…
Bir ülkenin kalitesini yöneticilerinin nitelikleri belirler… Yanlış anlamayın, “nitelikli yönetici” olmak için diploma sahibi olmak gerektiğini söylemek değil amacım. Milyonları peşin takan, ya da buna heves eden kişilerin en büyük niteliği; dünyada ne olup bittiğini “kavrayabiliyor” olmasıdır… Nerede ne, ne zaman ve nasıl olmuş..? Kim kimi kandırmış..! Kazanan kim olmuş…? Kaybeden ne kaybetmiş..?
Ancak bu soruların cevaplarını bilenler, ülkelerini yönetebilecek niteliklere sahip olurlar… Olmayanlar ise ülkelerinin felaketini hazırlamaktan başka bir şey yapamaz…
“Bu nitelik nasıl kazanılır?” diyorsanız, yanıt çok basit…
Önce merak eden ve öğrenmek isteyen; sonra da, araştıran, bulduğu kitapları okuyup ve de en önemlisi “doğru anlayan” biri olmak gerek…
Eğer böyle kitaplara bir örnek vermek gerekirse, Steve Coll adındaki bir Amerikalı’nın (ki kendisi Washington Post Gazetesi’nin editörüydü) yazdığı Hayalet Savaşları adındaki kitaptan söz edebiliriz… Konusu Amerika’nın yaptığı en başarısız operasyonlardan biri olarak damgalanan Afganistan ve Pakistan harekâtları ve bunun sonucunda El-Kaide’nin doğuşu. Amerika’da böyle şeyler yazmak suç olmadığı gibi, bir de 2055 yılının Pulitzer Ödülü’nü vermişler Steve Coll’a…
Türkiye’de defalarca baskısı yapılan bu kitabı okurken, insan önce biraz irkiliyor; sonra da, Afganistan ve Pakistan’ın adlarını “Suriye ve Türkiye” yapıp, siyasetçilerin adlarını değiştirerek okumaya çalışıyor ve çarpılıyor…
Şimdi sormak gerek, Türkiye kaç siyasetçi okudu bu kitabı..?
Sözüm yalnızca iktidarda olanlara değil, tüm aktif siyasetçilere ve siyasete girmeye heves edenlere…

…Ve tabii, ahkâm kesmeye bayılan yorumculara…
Tamam, sabırlı olalım…
Ama lütfen sabrın sonu selâmet olsun, felaket değil..!

Mehmet Ali Yula

SonSöz Gazetesi

mehmetaliyula