KOCA BİR SEN.. Cafer Yarkent’in aramızdan ayrılışının birinci yılında kızı Burçin’in yazdığı yazı..

Sevgili dostum, mesai arkadaşım Cafer Yarkent’in aramızdan ayrılışının birinci yılında kızı Burçin’in yazdığı yazı… Okumanızı öneririm.

Meriç Köyatası

Hürriyet Gazetesi’nin efsane isimlerinden Cafer Yarkent’in kızı Burçin Yarkent’in yazı şöyle:

KOCA BİR SEN..

Yok…
Özlemedim…Kızma…Tamam istediğin, dediğin gibi…“NE AĞLADIM, NE ÖZLEDİM”…

“Nasıl ağlamak ahmaklara mahusssa, özlemek de ahmaklara mahsus” dersin biliyorum, söylemiştin, hatırlıyorum diyecem ama yine kizacak bağıracaksın, tamam senin dediğin gibi…hatırlamak değil UNUTMUYORUM…

“Hatırlamak değil, UNUTMAMAKTIR ÖNEMLİ OLAN” dediğini unutmuyorum…biliyorum kızma!!!

Bir yıl mı geçti?
Bak tek tek anlatayım ben sana çünkü gerçekten anlatacaklarım çok kısa…

Seni okudum, seni yaşadım, her yaptığımda sen vardın, her zerre de seni hissettim…çünkü benim kanımda sen varsın…O YÜZDEN HALA ÇOK SICAKSIN…

Aldım elime kalemi yazıyorum tam da istediğin gibi…

Özlemedim!
“Unutursan özlersin, yaşayamazsan özlersin, yaşatamazsan özlersin”…dediğini unutmam, unutamam!

Ben hala seni hiç özlemedim…
Varsın…inadına hep VARSIN…
Kalemimin ucu şu an sensin…
Gözümün içindeki büyüyüp küçülen bebek sensin…
Korktuğumda, sevindiğimde, endişe duyduğumda, ağlamak isteyip de ağlayamayışımda, bazen ağladığımda (ama olsun o kadar), heyecanlandığımda varsın…
o kadar varsın ki iyi ki benim babamsın…

Her şey hala aynı…
Düzenimiz aynı, sohbetimiz aynı, yemek yiyişlerimiz aynı, hava aynı, toprak aynı, deniz aynı, dağlar aynı, ovalar aynı, ağaçlar aynı, taşlar, yosunlar, dalgalar, kuşlar, kuzular, balıklar, dereler, göller, çöller, memleket, başka ülkeler, çocuklar, yaşlılar, yürekler, eller, konuşmalar, gülüşmeler, sohbetler, eskiler, yeniler, maziler, gelecek, geçmiş, şimdi…hep aynı…

Hiçbir şey değişmediğine göre ve sen hepsinde olduğuna göre ben seni hiç özlemedim…

“Yalnız ahmaklar özler…unutanlar, yok olmuş, kaybetmiş insanlar, kaybetmeye mahkum olmuş, kaybolmuş ahmaklar özler…” dersin hep biliyorum…

Ne ağlıyorum, ne özlüyorum…
Sadece seni yaşamaya devam ediyorum…

Bitmedi ama bitmesi gerekli…
Yine hep dediğin gibi
“Yazdığın yazının bile kısa ve öz olanıdır makbul olan”…
“Kısacık anlatımla tüm duygularını yansıtabilmektir yazi yazmak…”

İşte bu bir yıl seni hiç özlemedim, özleyemedim, özlemeye hiç firsatım olmadı…

Yok,

Gerçekten özlemedim…
1 değil 1000 yıl geçse de özleyemem…zerrem, hücrelerim, kanım, damarım SEN dolu…Onlar bana seni özletmez…izin vermez…

İyi ki varsın Cafer Yarkent…

Şu an ağladığımı biliyorsun…biraz ahmak olmak istedim…Kızma tamam susuyorum…

Ve seni yaşamaya devam ediyorum…
Seni okuyorum, yazıyorum, seviyorum, hissediyorum, kızıyorum, susuyorum, kendimi terk ediyorum, bağırıyorum, gülüyorum, konuşuyorum, konuşmuyorum, nefret ediyorum, dokunuyorum, yağmurlarda ıslanıyorum ve yürüyorum ama asla ÖZLEMİYORUM!!!

Özleyenler utansın Cafer Yarkent..

Seni çok seviyorum…
Sen bana huzur veriyorsun…
Seni özlememek bana huzur veriyor…
Seni kanımda akarken hissetmek bana huzur veriyor…
Bağırışlarımda seni duymak bana huzur veriyor…
Sen hep var ol…çünkü burada her şey aynı… değişen hiçbir şey yok…
Değişen hiçbir şey olmadığına göre seni ÖZLEMEK DE YOK!!!

Aslında değişen çok şey var da…
Değişen BİR SEN DAHA YOK…

İşte bu da bir yılın hikayesi…

İstediğin ve öğrettiğin gibi kısa ve öz anlatımla dopdolu hisler…

Tek bir kelimeyle;

HER ŞEY KOSKOCA BİR SEN
ÖZLEMEDEN, AĞLAMADAN …
KOCA BİR SEN…

Burçin Yarkent

Cafer Yarkent