Ünlü gazeteci, Bab-ı Ali’nin kibar gazetecisi ‘Prens’ lakaplı Mustafa Sağlamer’in bu cevabi mektubu sosyal medyaya bomba gibi düştü..
İşte size önce o mektup:
Ahmet Keser Bey merhaba;
kırk yıllık gazeteciyim, adınızı ilk kez bu yorumunuzda duyuyorum.
Benim hatam, özrümün kabulü ricasıyla başarılar dilerim.
Bakınız beyefendi; fırsat bulursam iki-üç duble atınca neşelenirim, fena da dans etmediğim söylenir.
Ama sadece pistte dans ederim.
Övünmek gibi olmasın, dans etmeyi bilirim ama herhangi bir köydeki yer sofrasında on kişiyle aynı bakraçtan yoğurt yemeyi de bilirim…
Mesleki açıdan dans edemediğim için, yıllarca ulusal kanallarda yönetici olarak çalışmama rağmen dikili ağacım yoktur.
Aziz beyefendi; çocuğunuz var mı bilmem.
Varsa Allah bağışlasın, yoksa Allah nasip etsin.
Eğer varsa çocuğu, insanın en değerli varlığıdır.
Ne icraatta bulunursanız bulunun, ne konumda olursanız olun, patronunuz size maddi-manevi ne destek verirse versin, sizin iş hayatınızı uzaktan takip eden çocuğunuzun his ve yargıları çok önemlidir.
Saygıdeğer Ahmet Bey;
zengin olmayı istemek asla ayıp değil.
Ama behemehal zengin olma tutkusu, korkunç bir hastalık.
Sizi bugün pohpohlar, cebinize üç-beş kuruş koyarlar ama işleri bitince kağıt gibi top yapıp çöpe atarlar.
Değmez muhterem beyim, değmez.
Aile sofrasındayken çocuğunuz “Acaba yediğimiz ekmek helal mi” diye soran gözlerle yüzünüze bakıyorsa, lokma boğazınızda düğümlenir…
“Bunları neden anlatıyorsun” diye sorarsanız, söyleyeyim:
Bugün dünyanın en zalim diktatörünün, Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un olduğu söyleniyor.
Bir haberci, ondan bile “Sırıtıyor”, “Bu da onun karısı” ifadeleriyle söz etme hakkına sahip olamaz.
O zaman akla, işte dediğim o nemalanma konusu gelir.
Elbette sizin kasten yapmadığınıza yürekten inanıyorum.
Katiyen dil sürçmesinin kurbanı olmuşsunuz.
Beynelmilel zarafet şartlarına biraz daha riayet ederseniz, geleceğin 1 numaralı anchorman’i olacağınıza en ufak kuşkum yok.
Bilvesile saygılar sunarım; lütfen kabul buyurunuz.
Mustafa Sağlamer
Olayın başlangıcı ise şöyle:
Konu ile ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Mustafa Sağlamer, “Akit Tv spikeri Ahmet Keser haberin kurallarını tanımayan bir kişi. Onun için 5N1K’nın hiç önemi yok. Geçenlerde CHP Konya milletvekili Hüsnü Bozkurt’un, pazar günü sandıktan anayasa değişikliğine onay çıkması halinde “emperyalist uşaklarını denize dökeriz” gibi, ancak komedi filmlerinde rastlanabilecek bir söz etmesi, Keser’i de en az CHP’liler kadar kızdırmış. Ancak Ahmet Keser, mahkemece ulaşımı engellenen programında, Hüsnü Bozkurt’u, Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos’un Türkiye ziyareti sırasında, Başbakan İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe Hanım’ın koluna girmesi üzerinden eleştirmiş. Aslında buna eleştiri demek de mümkün değil. Çünkü “TC Başbakanı İsmet İnönü, Akit elemanının, “Aha işte bu karısı” dediği Mevhibe Hanım’ın, konuk başbakanla kolkola girmesini “sırıtarak” izliyormuş…” bunun üzerine kendini tutamayarak yorum yazdığını söyledi.
“İçinde haber yok. küfredip duyuyor… Geçenlere Müjdat Gezen’e pezevenk dedi… Resmen p-e-z-e-v-e-n-k… Adana’da yurtta yanan çocukların katili olarak da Atatürk ve arkadaşlarını gösterdi