CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanması üzerine Ankara’da yürüyüş yapacaklarını açıklayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözleri, aynı partiden Gürsel Tekin tarafından “Gandhi sahaya indi” şeklinde yorumlandı.
Peki Gandhi’nin ünlü “Tuz Yürüyüşü” neydi?
İşte size, Hindistan’ı bağımsızlığa taşıyan ünlü Hintli Lider Gandhi’nin o ünlü yürüyüşünün tüm boyutlarıyla anlatan yazı..
23- 06 – 2103 Pazar Vatan
Pasif direnişin babası Gandhi
Pasif direniş denince akla ilk gelen isim şüphesiz Mahatma Gandhi. Mücadelesine 1800’lü yılların sonunda Güney Afrika’dayken siyahların ve Müslümanların hakları için başladı. Batı’nın dayattığı giysileri çıkarttı. Vücuduna beyaz bir örtü geçirerek pasif direnişe başladı. Ülkesi Hindistan’a döndükten sonra bu kez amacı İngiltere’den bağımsızlık kazanmaktı. 1930 yılında düzenlediği tuz yürüyüşü ise tarihin en ilginç protesto gösterilerinden biriydi. 61 yaşındaki Gandhi İngilizlerin koyduğu tuz vergisini protesto etmek ve denizden tuz çıkarmak için 23 günlük bir yürüyüşe çıktı. O bu yolculuğa yanındaki 78 yoldaşı ile birlikte çıkmıştı. Ancak ilerledikçe peşine binlerce kişi katıldı. 24’üncü günde Gandhi denize ulaştı ve bir avuç tuz çıkardı. Böylece bir Hindu’nun denizden tuz elde etmesini yasaklayan yasayı ihlal etti. O gün Gandhi ile birlikte 80 bin kişi tutuklandı. Ancak İngiltere’ye karşı başlatılan harekette bir tuz tanesi Hindistan’ın bağımsızlığına giden yolun önünü açmış oldu.
21’inci yüzyılın Gandhi’si: Hazare
Son dönemde Hindistan’da gündemde olan bir diğer isimse Anna Hazare. Pek çok kişi onu Hindistan’ın yeni Gandhi’si olarak niteliyor. 2011’de polisin verdiği izinle 15 günlük açlık grevine başladı. Ülkedeki yolsuzlukların önüne geçilmesi için sert bir yasa hazırlamıştı ve bunun kabul edilmesini istiyordu. Ona göre Hindistan bağımsızlığını kazansa da yolsuzluklar yüzünden halk halen özgür değildi. Bu nedenle de mücadelesini İkinci Bağımsızlık Savaşı olarak adlandırdı. Yüz binlerce kişi onu desteklemek için sokağa döküldü. Hükümet önce direndi, sonra daha yumuşak bir yasa hazırladı. 76 yaşındaki Hazare açlık grevine devam ederek kararlılığını gösterdi. Sonunda yönetim geri adım attı ve onun hazırladığı yolsuzluk yasasını kabul ettiğini açıkladı. Ancak aradan geçen iki yıla rağmen yasanın meclisten geçmemesi üzerine Hazare bu hafta bir kez daha Yeni Delhi yönetimine seslendi ve yasa kabul edilmezse 2 Ekim’de yeniden açlık grevine başlayacağını duyurdu.
Tiannanmen’de tankları durduran adam
Süngünün ucundaki çiçek
Sekiz yıl süren Vietnam Savaşı bir süper gücün 17 milyonluk küçük bir ülkede nasıl bataklığa saplandığının öyküsü oldu. 1965’te başlayan savaş Amerikan halkı için büyük bir hayal kırıklığıydı. Bu süre boyunca savaşın kendisi kadar yapılan savaş karşıtı gösteriler de dikkat çekti. Bunlardan biri de 17 Nisan 1965’te Washington’da düzenlenen yürüyüştü. 25 bin kişinin katıldığı bu gösteri aslında büyük değildi. Ancak Amerikan gençlerinin polislerin onlara doğrulttuğu silahların süngülerine çiçek yerleştirdiği görüntüler protestoların sembolü haline geldi. Bu eylem Vietnam Savaşı sırasında düzenlenen hemen her protesto gösterisinde tekrarlandı.
John Lennon yatak odasını açtı
Irak için ölen Amerikalılar
ABD’de son dönemin en ses getiren eylemlerinden biri de 15 Eylül 2007’de düzenlenen Irak Savaşı karşıtı protestoydu. Gösteride başkent Washington’daki Kongre binası önünde toplanan binlerce kişi yere ölü gibi yatmıştı. Irak’ta hayatını kaybedenlere dikkat çekmek ve savaşın biran önce bitmesi için Bush yönetimine çağrıda bulunmak için yapılan eylemin ardından 200’e yakın kişi gözaltına alındı.
Nükleer karşıtı eylemler arasında en dikkat çekeni Fransa – Almanya sınırında düzenlenen protesto gösterileri. Fransa’da işlenen nükleer atıklar Almanya’nın Gorleben kenti yakınlarındaki bir atık deposuna gömülüyor. Bu atıklar ise trenlerle taşınıyor. İlk kez 2003 yılında başlayan eylemde insan zinciri oluşturan binlerce gösterici trenin geçişini engellemek için tren raylarını işgal etti. Kimi rayların üzerine yattı, kimi gitar çaldı. Dünyanın dört bir yanındaki televizyonlarda canlı yayınlanan bu eylem nükleer atıkların tehlikelerini de herkese duyurmuş oldu. Benzer eylemler artık her yıl düzenleniyor.