‘Hoh’ dedik, Napoli düştü

Orhan Can - şapka - Liman

“Seni biraz korkmuş gördüm”…
“Senin de ellerin titriyor..”
Maçtan önceki bomba diyalog buydu.
Gökhan İnler, içinde “küçümseme” bulunan soruya karşı atak yapıyordu.
“Senin de soruyu sorarken ellerin titriyor..”
Salonda gülüşmeler oldu..
Küçük düşürmek isteyen küçük düşmüştü..
Küstah İtalyan gazeteciye verilebilecek en güzel yanıttı..
Beşiktaş’ın sahada yapacağı da bu olmalıydı.
O küstah bakışı oynadığı oyun ve golleri ile selamlamalıydı!
Napoli’nin saha avantajıyla maça baskılı başlayacağı belliydi..
Defans bunaldı derken Beşiktaş ilk atağında golü buldu..
Tolgay’ın, yüzü terse bakarken attığı muazzam pas Quaresma’ya, ondan Adriano’ya gitti. O da gol oldu tabii.. Ancak, İtalyanlar’ın hızlı futbolu beraberlik golünü getirdi. 1-1’den sonra Fabri’nin ileri çıkma hastalığı, az daha pahalıya patlayacaktı.. Tabii, o kadar çok kurtardı ki, adama kızamıyorduk bile..
Dakika 35 olunca Napoli’nin hızı da kesildi. Bir türlü şans döngüsünü yakalayamayan Abuobakar, bu sefer “bakmadı” ve gol vuruşunu yaptı.
2. yarı Fabri, kendi yarattığı penaltıyı kurtardı..
Beşiktaş kalecisi bu maçta, “alametifarika” değil, ‘alamati’Fabri’.. Olumlu da olumsuz da böyleydi..
Oyundan düşmüş bir Napoli vardı ki bu defa Caner bir penaltı “yarattı”..
Sırtı dönük rakibini çekince düdük de çalındı. İki defa öne geç, böyle amatörce hata yap..
Rus hakem zaten sabıkalı biriydi.. Böyle bir hakemin kolay düdük çalabileceği bilinmez miydi?
Tolgay’ın yerine Cenk girdi. Beşiktaş oyuna bir forvet daha soktu.
Adriano da Gökhan İnler’e yerini bıraktı.
Ve bir duran topta Quaresma ortasını şansız çocuk bir kez daha bakmadı. Böyle kötü bir futbolda durumu 3-2 yaptı.
Maç böyle bitmeliydi.. Bitmeliydi ki, o gazetecinin suratı da morarmalıydı!
En son; gazetenin spor servisinde, bol sarımsaklı işkembe çorbası içip maç seyrettiğimizde, Beşiktaş Belgrad’da Partizan’la oynuyordu..
E, İstanbul’dan bir “Hoh” demiştik Belgrad 4-0’la düşmüştü..!!
Anlayacağınız sarımsaklı işkembe içmeye devam..
İşkembe ekibi Sami Gürel, Cumhur Önder Arslan, Ersin Öztekin ve tabii ben..
Arif Kızılyalın yine içmedi.

En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN; Orhan Can..

Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi