Hayallerine dokundurtmayan gencin zaferi….
İsrail-Filistin savaşı hemen hemen hepimizin hafızalarına yer edinmiş bazı karelerden oluşur, unutulur gibi değil. Beni de etkileyen bu karelerden birini sizlerle paylaşmayı hissettiğim an yazmaya karar verdim.
Abluka altındaki Gazze’nin yıkıntıları arasında 4 çocuk, kendilerinin icat ettiği derme çatma müzik aletleriyle önce sokaklarda, daha sonra da düğünlerde çalıp söylemeye başladı. Grubun içinde biri vardı ki, sesiyle dünyayı değiştireceğine olan inancıyla çalışmayı hiç ihmal etmedi. Ama Gazze’de kalmak ve sesini duyurabileceği alan düğünlerde ve arkadaşlar arasında şarkı söylemenin ötesine bir türlü geçmiyordu, geçmesi mümkün değildi.
Muhammed Aosef, günlerini düşünerek geçirdiği anlardan bir gün Mısır’da ‘’Arap İdolü’’ adlı bir yarışmanın olduğunu duydu.
Bir anda, vücut kimyası değişmeye, hayallerine kavuşmanın yarışmada bulunmak ve Filistin’in haklı davasını sesiyle dünyaya duyurabileceğine inancıyla, derin düşüncelere daldı.
Muhammed, Mısır’a gitmek için vize almanın yollarını ararken, çocukluk arkadaşı birinin sınırda görevli olduğunu duyduğunda sevindi. Arkadaşını cami çıkışında yakalayan Muhammed, durumu kendisine aktarınca adeta şoka uğradı.
Arkadaşı: ‘’Hayır buna izin veremem, şarkı söylemek dinimizce günah. Bu bizi yok etmek isteyenlerin emellerine hizmet etmek demektir…Ben isteğini kabul etmemekle birlikte, gidişine de engel olmak için her şeyi yaparım, bunu böyle bil’’ der.
Muhammed, son çare olarak Mısır’a yasal olmayan yollardan girmek olduğunu artık kabul ediyordu. Evet gitmeli, hayallerine kimsenin dokunmasına izin vermemeliydi. Çünkü bazen elimizde sadece hayallerimizin kaldığına olan inancı tamdı.
Ve günlerden bir gün Muhammed, arkadaşlarından aldığı destekle sınırı kaçak yollardan geçerek Mısır’a ulaştı. Yarışmanın yapılacağı Opera binasına gelen Muhammed, başvuruların sona erdiğini ve mavi bileti olmadığı için binaya alınmadı. Çare olarak, gizlice içeri giren Muhammed, tuvalete kapandı ve kız kardeşinin böbrek yetmezliğinden ölümü sonrası ona yazdığı bir şarkıyı gözyaşları arasında mırıldanmaya başladı. Bu sırada, tuvalette Muhammed dinleyen kendisi de Filistinli olan ancak Mısır’da dünyaya gelen bir genç, çıkışta kendisine yaklaşarak, ‘’Sesin çok güzel, okuduğun parça insanı kendinden alıyor, yarışmaya mı geldin?’’ …
Muhammed, ‘’Evet ama biletim yok, bu gidişle katılamayacağım’’ der demez gencin gözleri doldu, cebinden bir bilet çıkararak, kendisine uzattı, ‘’Al bunu ben eğlencesine katıldım zaten. Ama senin sesin çok güzel, haydi ısrar etme de hayallerin peşinden koş’’ diye diretince, Muhammed’in gözlerinde sel gibi yaşlar akmaya başladı.
Nihayet yarışma anı geldiğinde elindeki 193 numaralı biletin sahibi içeri davet ediliyordu. Jüri yerini almış, adayları dinliyordu. Muhammed, sahneye çıktığında önce yaşamından, Gazze’nin yıkıntılarından söz etti ve kardeşine yazdığı, ‘’Diren Yaşamak Seninle Güzel’’ şarkısını söyledi. Jüriden tam puan alan Muhammed, bütün elemelerden geçtikten sonra 3 kişilik finaldeki yerini de almıştı.
Arttık sona gelindiğini gören Muhammed, derin düşüncelerle sonucu bekliyordu ve bir anda sunucunu yarışmanın birincisini açıklayacağını duyduğunda, kalbinin yerinden fırlayacağı hissiyle dikkat kesilmişti…
Evet sonuç açıklanmış ve Muhammed birinci olmuştu. Salonda kıyamet koparken, Gazze sokakları da bir anda binlerin coşkusuyla adeta yıkılıyordu.
HİÇ KİMSENİN HAYALLERİNE DOKUNMASINA ASLA İZİN VERME….
Bayram Yaşlı
