Gaz uzun sürendir birikiyordu ama kıvılcım bu kadar yakın değildi. Corona için ekonomik önlemler 3-

Meriç Köyatası

GAZ UZUN SÜREDİR BİRİKİYORDU AMA
KIVILCIM BU KADAR YAKIN DEĞİLDİ…

KORONA İÇİN EKONOMİK ÖNLEMLER (3)

Başlığı değerli bir dostumdan aldım. Ekonomide içinde bulunduğumuz şartlara bir de korona salgını eklenince, çok yerinde bir tanımlama oldu. Çok ağır bir virüs salgını bir taraftan dünya sağlığını, bir taraftan ekonomiyi tehdit ediyor. Bu şartlarda Türkiye, ekonomik olarak krize karşı neler yapabilir? Daha önce yazmıştım. Bazı eklemelerle tekrarda yarar var.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanının hafta içinde açıkladığı tedbirler tamamen içi boş tedbirler. Diğer taraftan, salgının boyutunun tahmin edilenin de üstünde olduğu söyleniyor. Hal böyle olunca alınan kısmi tedbirler hiçbir işe yaramıyor, yaramayacak da… Olayın bütününe bakıp önlem planlamasına ve uygulamasına ihtiyaç var.

TEDBİR KOLAY DA SİYASİ İRADE VAR MI?
Konularında uzman 40-50 kişiyi bir araya toplasak, sağlıktan ekonomiye, finans sisteminden hukuki anlaşmazlıklara, sosyal yardımlardan kaos ve yağma tehditlerine karşı alınabilecek asayiş önlemlerine, ekonominin bütünündeki ödeme zincirinin kırılmadan devamına kadar bir çok konuda mükemmel bir plan hazırlamak mümkün.

Ama bu planlamayı yapıp uygulayacak siyasi irade var mı? 18 yıllık AKP iktidarı, bu krizin atlatılacağı yönünde size bir güven sağlıyor mu? Sorun burada kilitleniyor. Sizi bilmem ama iktidarın bugüne kadar olan uygulamalarını görünce umudum tükeniyor.

HAZİNENİN PARASI KİMİN PARASI?
2000-2001 krizlerinde bazı bankalar aklıma geliyor. Bu bankaların sahipleri, bankalarına yatan mevduatları kendi paraları sanıyorlardı ve utanmazca bu paraları hortumladılar. Hatta bir tanesinin topladığı mevduat ile Bankalar Birliğine bildirdiği mevduat arasında 10 kat fark çıktı. Kendi bankasına yatan mevduatları, yurt dışına kaçırmış, kendi diğer şirketlerine aktarmış.

Bütçe harcamalarına ve kamu kaynaklarının kullanımına bakınca, galiba aynı şey bizim Maliye ve Hazine için de geçerli… Halkın vergilerini, kamuya ait varlık ve şirketleri, doğayı, ormanları, kendi yandaş ve paydaş müteahhitlerin, kendi vakıflarının parası ve malı olduğunu düşünüyor.

Böyle bir ortamda korona nedeniyle hazırlanan ekonomi paketi içine konut kredisi payını koyuyor, böylesine günlerde milletin doğa ve çevre konusunda çok hassas olduğu konularda, örneğin doğal sit alanlarının, tarım alanlarının madencilik, turizm vs gibi yatırımlar için korumanın kaldırılması, doğa katliamının yolunun açılması kararını resmi gazetede yayınlıyor. Afrika Kalkınma Bankasına 4 milyar dolar aktarma yetkisi alıyor. Birlik beraberlik nutukları atıp yine insanları bölücü üslup kullanıyor.

ALINMASI GEREKEN EKONOMİK TEDBİRLER
Mevcut iktidarın geçmişine bakarak gerekli önlemlerin alınıp uygulanacağı konusunda bir umudum yok ama ekonomist kimliğimle yine de alınması gereken önlemleri, detaya girmeden başlıklar halinde bir kere daha hatırlatmak isterim. Çoğunu daha önce yazmıştım. Tekrarda yarar var.

1.PARAN YOKSA BAS: Bütçe açık veriyor. İşsizlik fonu, merkez Bankası’nın ihtiyaç akçesi başta olmak üzere birçok kaynak kurumuş. Tedbirler için elde para yok ama Merkez Bankası’nın diğer ülke merkez bankaları gibi para basacağını açıkla. Virüs belasını savdıktan sonra, karşılıksız para basmanın neden olacağı enflasyonist baskı ile mücadele programı yapacağını da söyle.

2.VERGİLERİ ERTELE, HARCAMA ÖNCELİKLERİNİ DEĞİŞTİR: Önce devlet vatandaş arasındaki vergi ilişkilerini açıkla. Vergi tahsilatını iki üç ay ertele. (Kısmen yaptılar). Kamu harcamalarında tasarrufa git. Sembol olarak saray masraflarını kıs, garanti verdiğin yandaş ve paydaş müteahhit ödemelerini durdur. Vatandaşa güven ver, söz ver. Kamu harcamalarında ilk önceliği sağlığa ayır. Yine halka güven vermek için kapatılan camilerdeki görevlileri geçici olarak il sağlık müdürlüğü emrine ver. Sağlık alanında hiçbir şey yapamazlar ama en azından hastane önlerinde güvenlik görevlisi gibi çalışıp etrafın dezenfekte edilmesine yardımcı olurlar.

3.15 GÜN TATİL VE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI: Acil kamu hizmeti ve özel sektör faaliyetleri dışında en az 15 gün (tıpkı uzun bayram tatilleri gibi) tatil kararı al ve bu kararı 15 gün sokağa çıkma yasağı ile destekle. Salgının yayılma hızını frenlemiş olursun. 15 gün sonra bu tedbiri gerekirse hafifletirsin.

4.İCRAYI DURDUR, KREDİ KARTI ÖDEMELERİ VE DİĞER KREDİLERİ ERTELE: İcra ve kira tahliye işlemlerine yönelik iki üç aylık erteleme getir. Çek senet ödemeleri için (faturalı çekler) alacaklı şirkete parayı öde, borçlu şirkete tedbir koyarak sıfır faizle devlete borçlandır. Aynı şeyi kiralar için yap. Kredinin karşılığı olarak sonraki dönem kira ödemelerini göster. Mal sahibi buna evet demiyorsa, kiracı ile mal sahibini baş başa bırak ne halleri varsa görsünler. Vatandaşın kredi kartı ödemelerini ertele. Ertelediğin kısmı Hazine olarak satın al, bankaların nakit akışının bozulmasını önle. 6 ay sonra vatandaştan sıfır faizle tahsil etmeye başla. Doğabilecek kötü niyetli davranışları önlemek ya da azaltabilmek için, kredi kartı ödemesini ertelemek isteyenlerin kredi kartı limitlerini, ileride borçlarını ödeyinceye kadar düşür. Bankaların kredi geri çağırmalarını ertele. Kredi geri ödemelerinde batık olmayan şirketleri sıfır faizle fonla. Özel sektöre yönelik bu tür kredilendirmelerde toksik ve batık şirketleri ayırmak için özen göster. Krediyi şirkete değil, alacaklıya ver. Böylelikle piyasada ödeme zincirinin devamını sağla. Piyasada ödeme zinciri kırılırsa, tedarik zinciri de üretim zinciri de kırılır. Hep birlikte uçurumdan aşağı yuvarlanırız.

5.İŞSİZ KALANLARLA TÜM ÇALIŞANLARA MAAŞ ÖDE: Devlet özel sektör ayrımı yapmadan tüm çalışanların ve emeklilerin hesabına en az asgari ücret tutarında iki ay boyunca bayram ikramiyesi ver. Ve yine iki üç ay boyunca bu kişilerin maaşlarını (gerekirse asgari ücret kadar olan tutarı) devlet olarak öde. Esnaftan büyük işletmelere kadar, özel sektörde ödediğin maaş kadar tutarı özel sektör olarak devlete sıfır faizle borçlandır. İşler düzelince taksitle tahsil et. (Kötüye kullanımları önlemek için, maaş ödemeleri için şirketlere kredi verme, kredi yerine parayı doğrudan çalışan hesabına yatır). Özellikle faaliyetleri durdurulan ve insanların günü birlik geçimini sağladığı alanlara (lokantalar, berberler, kahveler, pazarcılar, çoğunlukla küçük esnaf ve yanında çalışanlar ve işsiz kalanlar için)24 saat bile gecikmeden karşılıksız nefes alma yardımı sağla. Türk insanı kaos ve yağma yapmaz ama bu riski de göz ardı etme. Büyük kentlerde başıboş dolaşan Suriyelilere yönelik asayiş tedbirini hiç geciktirme. Kaos ve yağma riski en fazla bu grupta var. Yağma başlarsa, sosyal patlama ile birlikte perakende sektörü ve tedarik zinciri ülkenin her yerinde ciddi yara alır. Belediyeler ve kooperatiflerle birlikte, başta gıda ürünleri olmak üzere tüm acil tüketim malları üretim ve tedarikini sağla. Arzı artır. Böylelikle hem stokçuluk ve mal sıkıntısı ile mücadele etmiş olursun, hem de piyasaya sürülen malı artırarak bastığın paranın enflasyonist etkisini azaltırsın.

6.TARIMA HEM SOSYAL YARDIM HEM DE ÜRETİM TEŞVİKİ VER: Tarım kesimine, bir taraftan sosyal yardım sağlarken, üretimi de artıracak teşvik getir. En stratejik ürün gıda ve sağlıktır. Askeri harcamalar ile enerji daha sonra gelir.

7.BASTIĞIN PARANIN ENFLASYON ETKİSİNİ AZALT: Bastığın para kadar ileride piyasaya sürülecek eurobondları Merkez Bankası’na ver. Eğer korona virüs belası beklenenden uzun sürmez ve yukarıdakine benzer tedbirlerle ekonomiyi resesyona sokmazsan, hem iç hem dış piyasalarda güven artırırsın. Bu sayede eurobondları bugünkü faizden daha düşük faizle iç ve dış piyasaya verebilirsin. Veremezsen de dert etme. Bu beladan kurtulmak için enflasyon artacaktır. Olsun. Ama kamu bütçesinin yağması durduğundan, korkulduğu kadar artmaz. Artan enflasyon için de, orta vadeli enflasyonla mücadele planı yaparsın ve halka açıklarsın.

SİYASİ İRADE VE SİYASETE GÜVEN GEREKLİ
Ama bütün bunlar için siyasi iradenin tercihi gerekir. Yine başa döndük. Benim umudum pek yok… Uzun süredir, ekonomide ve sosyal yapıda çoklu kurumsal çöküş sürecine girdik değerlendirmesi yapıyordum. Biz bu krize çok zor şartlarda yakalandık. Ortada korona virüs belası yokken de işler hiç iyi değildi. Uzun uzadıya tekrar etmeye gerek yok. Çok yazıldı, söylendi.
Hukukun çökmesi, tek adam rejimi, komşularla savaşa varan ilişkiler gibi nedenlerle Türkiye’ye dış dünyanın güveni azaldı.

Korona salgını çıkmadan önce de, ekonomide çarkların dönmesi için çok ciddi bir dış kaynak girişine ihtiyaç duyuyorduk. Yüksek faizlere ve artan döviz kuruna rağmen yabancı yatırımcılar Türkiye’den kaçarcasına çıkış yapmaya başlamışlardı. Hükümet, Merkez Bankasının ihtiyaç akçesine el koymasına rağmen, bütçe açıkları giderek artmıştı. Enflasyon, işsizlik, yoksulluk rakamları alarm veriyordu. Ekonomide hem iç, hem dış açık kronik hale gelmişti. İşte bunların üstüne korona salgını denk geldi.
Değerli bir dostumun tanımlaması çok yerinde. Gaz uzun süredir birikiyordu ama kıvılcım bu kadar yakın değildi.

Meriç Köyatası