“Eylül ayını çok severim. Yeni başlangıçların ayıdır benim için.” Ünlü haber Kameramanı Gürsel Çelikkanat sahneye çıktı..

Eylül ayını çok severim.
Yeni başlangıçların ayıdır benim için. Bana hep iyi gelmiştir; her anlamda. Sağlık, İş, huzur…
Burçlara inandığımdan veya bir tılsımı olduğundan değil.
Neyse! İki yıldır tam anlamıyla emekliyim.
Geç bile kalmışım farklı bir hayat varmış, haberim yokmuş.
Hayatı ıskalıyormuşum ve farkında değilmişim.
Zaten çalışılacak, habercilik yapılacak fazla bir kanal da yok.
Bağlama kursuna yazıldım, koroya katıldım, anıları toparlayıp yazmaya başladım, çok sevdiğim brice daha fazla vakit ayırdım.
Sabah sporu, bir iki film, futbol maçı izleme derken saat gecenin biri oluveriyor.
Geçen sene Erdal Erzincan bağlama kursuna yazıldım.
Bu saatten sonra öğrenmek zor olacak ama olduğu kadar artık!
Müziği çok seviyorum, bana çok iyi geliyor.
Koro seçmelerine katıldım, Mercan Hoca’mın (Erzincan) İmece THM korosundayım aynı zamanda.
Adı geçmişken bir iki şey söylemek zorundayım; işini böylesine seven bir insan olamaz.
Bildiklerini bize aktarabilmek için çırpınıyor. Hep peşimizde.
Gece on ikide WhatsApp grubumuzdan bir eser gönderip “Uyanık olanlardan dinlemek istiyorum” diyerek gönderdiğimiz kayıtlara tek tek yorum yazıyor.
Hocamız; sanatçı, ses eğitmeni, diyetisyen, tiyatro oyuncusu, psikolog, yaşam koçumuz her şeyimiz yani.
Geçen sezon çok keyif aldım bir de solo kaptım.
Zaten üç solo vardı bir solonun yarısını okudum.
Bir arkadaşımla “İki de keklik” adlı türküyü yarım yarım söyledik.
Ardından Erdal Hoca çaldı hep beraber söyledik “Uzun ince bir yoldayım” Aşık Veysel’i andık, salon hüzünlendi.
Bu arada solo deyip geçmeyin.
Almak bir dert, sahnede heyecandan ölmeden söyleyebilmek ayrı bir dert.
Solo savaşları, skeçlere konu olmuştur bilirsiniz.
Kulağınızı kapatsanız da duyarsınız “Geçen sene de solo almıştı”, “Söyleyemiyor işte” “Sesi buna gitmemiş” “Detone oluyor ama” vs. Söyleyebildim mi? Ehhh!
Fena değilmişim öyle dediler, ben sahnede heyecandan nasıl olduğumu pek fark edemiyorum.
İki kadeh viski almadan çıkamam bile.
Aslında bende de bir tuhaflık var sanki zorla sahneye atıyorlarmış gibi.
Hem korkuyorum sahneden, hem de istiyorum (Bu insani bir durum değil mi? Hırs falansa söyleyin) Bir arkadaşım özelden yazmış “Abi Pavarotti gibiydin” diye.
Canım sıkılmasın diye fazla kurcalamadım.
Bir gülücük emojisi attım gitti. “Abi biraz kilo versen iyi olur” demek mi istedi acaba?
Yoksa çok mu alınganım.
Hâlâ kendimin mikrofon sesine alışamadım çok tuhaf geliyor.
Neyse yavaş yavaş güvenim artıyor.
İki ayrı şefin( Mercan Erzincan- Ersin Baykal) beni beğeniyor olması tesadüf değildir.
Seneye daha iyi olacağım.
Hoş geldin ya Eylül.
Seni seviyorum, keyfim yerinde.
Koro, bağlama, briç, Beşiktaş yeni sezonu açıldı ve iyi gidiyor.

Gürsel Çelikkanat