Enver Paşa’nın mezarının Şişli Abide-i Hürriyet Tepesi’nde Talat Paşa ile yan yana yattığı biliyor muydunuz

Enver Paşa’nın Şişli Abide-i Hürriyet’teki mezarı…

Naaşının taşınması, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Eylül 1995’te yaptığı Tacikistan gezisi sırasında gündeme geldi.
Yetkililerin temaslarından sonra, başkent Duşanbe’nin yaklaşık 200 km doğusundaki Belçivan kentine bağlı Obtar köyünde bulunan Enver Paşa’nın mezarı, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Münif İslamoğlu başkanlığındaki uzmanlar ve bilim adamlarından oluşan 8 kişilik bir heyet tarafından 30 Temmuz 1996’da açıldı.
Diş yapısından Enver Paşa’ya ait olduğu anlaşılan cenaze, Tacikistan’daki siyasi karışıklıklar nedeniyle zorlukla başkent Duşanbe’ye getirilebildi. Burada Türk bayrağına sarılı tabuta konularak İstanbul’daki resmi tören için hazırlandı.

3 Ağustos 1996’da İstanbul’a getirilen naaşı bir gece Gümüşsuyu Askeri Hastanesi’nde tutuldu.
Ölüm yıldönümü olan 4 Ağustos 1996 tarihinde, Şişli Camii’nde 8 imamın kıldırdığı cenaze namazının ardından Şişli’deki Abide-i Hürriyet Tepesi’nde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kültür Bakanlığı’nca ortak olarak hazırlanan, Talat Paşa’nın yanındaki mezara defnedildi.
Törene dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Millî Savunma Bakanı Turhan Tayan, Devlet Bakanı Abdullah Gül, Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna, Kültür Bakanı İsmail Kahraman, ANAP Milletvekili İlhan Kesici ve İstanbul Valisi Rıdvan Yenişen’le Enver Paşa’nın torunu Osman Mayatepek’le diğer yakınları katıldı.

Öldürülmesi

İttihad-ı İslam Kurma Çabaları

1921 yılının Ekim ayında Orta Asya Müslümanlarını, sömürgeci İngilizlere karşı birleştirme ve bir İslam birliği kurma niyetiyle Teşkilât-ı Mahsusa eski liderlerinden Kuşçubaşı Hacı Sami ve diğer ittihatçılarla birlikte Batum’dan Buhara’ya gitti. Enver Paşa’nın el yazısı vesikalarına sahip olan Murat Bardakçı da Enver Paşa’nın Turancı değil, İslamcı olduğunu yazar. İslam Devleti’ni kurmak için büyük uğraşlarda bulundu ve Ruslara karşı savaşan Basmacıları örgütlenip Basmacı İsyanı’nı başlamasına destek verdi; fakat sonucu değiştirmesi mümkün olmadı.

1922 Şubat’ında komutasında topladığı Basmacı birlikleri ile Duşanbe’yi ele geçirdi ve oradaki Sovyet garnizonunu tutsak aldı.
Ardından Horasan üzerine yürüyerek Kızıl Ordu birliklerinin Buhara ve Horasan’dan çekilmelerini istedi. 28 Haziran 1922’deki Kafiran Savaşı’nı kaybettikten sonra dağlara çekilmek zorunda kaldı. 4 Ağustos 1922’de Kurban Bayramı sırasında Tacikistan’da, Belçivan yakınlarında Agop Melkovian komutasındaki Bolşevik Ruslara karşı yapılan bir çarpışmada üzerine düşen havan topuyla hayatını kaybetti ve Çeğen köyüne gömüldü.