Demokrasi Demokrasiye Karşı… Berk ünlü yazdı

Sorun demokrasinin tanımının ötesinde
Demokrasi hakkında basit bir cevapla demokrasiyle alakalı bütün sorunları çözebilir miydik: Demokrasi kelimesinin anlamı halkın (daha çok “people” anlamında) yönetimidir. Bu tanım üzerinden demokrasinin doğrulukları, faydaları, iyilikleri ve benzeri kavramları konuşabilirdik. Ayrıca bunları konuşarak kendimizce doğru tanımlara ve sonuçlara vardığımızı da düşünebilirdik. Elimizdeki sihirli formül olarak demokrasi, kelimenin güncel politikalarda içerdiği olumlukla birlikte bütün problemlerimize bir çözüm olarak görünebilirdi. Böylelikle önümüze gelebilecek birçok siyasal soruyu bertaraf etmiş olur, siyasal tartışmalarımızı başka noktalara taşıyabilirdik.
Gerçekte durum ise bu kadar basit değildir. Sadece demokrasiyi tanımlayarak demokrasiyi olumluyamayız. İki kelimelik bir birleşimle demokrasi yönetilim sorunsalını aşmamızı sağlasaydı belki de siyasaldaki problemlerimiz çok daha az olurdu!
Demokrasiyle yönetmek ve yönetilmek kulağa kimileri için çok güzel gelebilir. Nasıl olsa elimizde bütün sorunlara kolay ve doğru cevaplar veren bir yönetim şekli vardır! Hem siyasal onunla çok daha iyidir hem de çok daha doğrudur. Üstelik meselenin ahlaki boyutu da vardır.
En önemli siyasal kesim olarak görülen halkın halk tarafından yönetilmesi meseleleri çözmüştür gözüyle bakılır. Demokrasi barındırdığı bütün erdemleriyle ahlaki problemlerimize bir yanıt, pratik siyasal problemlerimize de açık bir çözümdür diye bakmak belki de genelleştirilmiştir.
Peki bu duruma böyle yaklaşmak yeterli midir?
Her zaman olumlu bir yönetim şekli olarak gördüğümüz demokrasinin ön kabullerimiz ve sıradan siyasal bakışlarımızın ötesinde getirdiği farklı siyasal durumlar yok mudur? Demokrasinin beyaz bulutları dağıldığında ortaya gri bulutların olumsuzlukları gelebilir. Gerçekten dikkatli olmak lazım.
Bir demokrasi her zaman doğruları yaratmaz
Yönetim şekli demokrasi olan bir yerde herkes siyasal sistemden fayda görür mü? Herkesi mutlu edebilecek bir sonucu veren yönetim şekli olabilir mi? Yoksa halk herkes değil midir? Halkın herkes olduğu yerde totaliterizm mi kendini gösterir? Demokrasi totaliterizm yaratıyorsa hala demokrasinin yanında olmalı mıyız?
Şunu da biliriz: Demokrasi aynı zamanda çoğunluğun da yönetimidir. Eğer çoğunluk azınlığın varlığını tehdit ederse demokrasi herkes için doğruyu yaratmış olabilir mi? Demokraside çıkarılan yasalar siyasalın bir kesiminin çıkarları dışında olursa nasıl bir durumla karşı karşıya kalınır? Farklı ideolojilerin farklı “halk” düşüncelerinde halkın yönetimi kim tarafından gerçekleştiriliyordur?

Bir siyasal sistemde farklı kesimleri ilgilendiren konularda herkesi mutlu edecek ve herkes tarafından doğru olarak nitelenebilecek kararlar yoktur. Bir kesimin, diğerinin kararından zarar göreceği ortadadır. Farklı siyasal kesimlerin farklı doğru algıları ve düşüncelerinin olduğu yerde doğru karar nasıl alınacak?
Doğru karar sadece bir kesim için alındığında diğerleri “doğal olarak” istemedikleri bir durumu yaşayacaklar. Peki bu durumun dezavantajlı kesimi için doğru nasıl yaratılacak? Üstelik bu kesim azınlık olarak kendini var edebiliyorsa? Doğal olarak başkalarının doğrularını kendi yanlışları olarak görüp “demokrasi” içinde istemediği bir halde yaşayacaktır.
Demokrasinin yanlış kararlarını kim düzeltecek?
Demokrasinin en temel öğelerinden olan siyasal partiler, temsilciler ve seçmenler açısından bakıldığında demokrasi doğru ve faydalı kararları alabilecek bir yönetim şekli olarak görülebilir. Demokrasi bu haliyle övgüye layık gibi görünürken demokrasi içinde alınacak çeşitli kararlar herkes veya bir kesim için yanlışları da yaratabilir. Böyle bir durumda demokrasiyi kim denetleyecek? Demokrasinin oluşturduğu yanlış yollardan nasıl uzaklaşılacak? En basit açıklamasıyla demokrasiyi kim denetleyecek?

Sadece farklı düşüncedeki siyasal aktörler açısından değil, siyasalı oluşturan herkes için olumsuzluk yaratabilecek bir sistem olarak demokrasi, kendi yanlışlarını yine kendi içinde çözmeye muktedir midir?
Eğer demokrasi kutsallaştırılır ve alternatif yönetim sistemleri doğal olarak tercih edilmezse demokrasinin getireceği yanlışlardan kurtulmak zorlaşacaktır. Kutsallaşmış demokrasiye, her siyasal tercihi doğru yapabilecek ve kararı doğru olarak alabilecek bir sistem olarak yaklaşmak demokrasinin işleyişine de aynı zamanda tehdit olabilir. Bu noktada anlaşılması gereken demokrasinin her zaman doğruları yaratamayabileceğidir.

Demokraside bir siyasal parti diğer siyasal partiye karşı olabilir. Böyle durumlarda çözümler parlamentodan çıkar diye düşünülebilir, fakat parlamento da kendi içerisinde sorunları çözme noktasında yetersiz kalabilir. Öyleyse farklı kesimlerin birbirleri ile uyum içerisinde yaşaması nasıl sağlanacaktır? Bu durum imkansız olabilir. Demokrasi içerisinde farklı ideolojilere sahip farklı gruplar arasında bir uzlaşma beklemek imkansız olabilir. Uzlaşmanın olmadığı noktada ise çoğunluk olan tarafın istediği politikaları uygulama şansı artmaktadır.

Halkı demokrasiden ne kurtarabilir?

Kökleşmiş problemleri herkes için çözme başarısı gösteremeyen demokrasi dışında daha sağlıklı yöntemler geliştirilebilir. Bu da demokrasiyi kutsallıktan çıkarıp farklı yönetim biçimlerini de gündeme taşımaktır. Kutsanmayan diğer yönetim biçimleri aynı toplum içerisindeki farklı kesimlerin bütün isteklerine karşılık verebileceğini düşünebiliriz. Demokrasiye en önemli alternatif anayasal monarşi olabilir. Demokrasi ile yönetilen bir ülke için de alternatif siyasal ortamların yaratılması farklı çıkar gruplarının isteklerini yerine getirebilir. Bu noktada bir ülke içinde federatif bir yapıyı düşünmek faydalı olabilir.

Bir diğer çözüm noktası ise; seçim süreçlerinde rekabetçi bir ortamın süreklileştirilmesi olabilir. Hatta farklı kesimlerin çıkarlarını da koruyabilecek anayasalara da güvenilmeye çalışılabilir. Anayasanın yetmediği veya yazılı anayasa olmayan siyasal yerlerde bireyler siyasal tecrübeler üzerinden bugünü oluşturmaya çalışarak yine farklı çıkar gruplarının istediklerini almalarına yardımcı olabilir.
Yine süreklileşen seçimler üzerinden rekabetçi bir ortam ile farklı zamanlarda farklı çıkar gruplarının (genellikle azınlık olarak) istekleri yerine getirilebilir.

Üstelik aynı ülke sınırları içerisinde farklı grupların federatif bir yapı üzerinde farklı yasalarla farklı şekillerde yaşamaları sağlanabilir. Daha da ötesinde, tamamen özel mülkiyet hukukuna dayanan bir sistemde herkesin kendi özel mülkiyeti içinde, çoğunluğun ve iktidarın baskılarına maruz kalmadan yaşamaları mümkün olabilir.
Bir ülkedeki demokrasinin yarattığı problemler yine demokrasi ile çözülmeye çalışılırken demokrasinin demokrasiye karşıtlığı ortaya çıkabilir. Bir demokrasi yanlışlıkları çözüm olarak ortaya koymaya çalışırken yine demokrasi sayesinde problemlerden uzak kalınmaya çalışılabilir. Demokrasinin uzun vadede bir ülkede herkesin çıkarına çalışabileceği düşüncesinin olumluluğunda demokrasinden umut kesilmeyebilir.
Demokrasi yine demokratik yollardan denetlenebilir. Demokrasi yine demokrasinin güçleriyle farklı toplulukların çıkarlarını yerine getirmeye çalışabilir. Tabi siz demokrasiyi hala kutsal bir yönetim şekli olarak görüyorsanız ve o kutsallık içinde demokrasinin yanlış yapmayacağına güveniyorsanız!

BERK ÜNLÜ