Birer cıgara yakalım mı? Tekel nasıl ‘Yokel’ oldu.. Metin Başaran’dan nefis bir hatırlatma

BİRER CIGARA YAKALIM MI ?

Tütünün felsefesini yapmayacağız. Bir ticari meta olarak ülkemizdeki yolculuğuna göz atacağız. Tütün; emekçisi açısından çoķ çileli bir iştir, tütün tekelleri açısından da “money money money”.… “Abi bir sigara versene”nin ötesine geçersek… Sigarayı bıraksak mı artırsak m ? Hikaye söyle başlar…

Neo-liberal politikalarla, evet doğruyu bulduk dediğimiz 1980’ler. O dönemde o kadar doğru (!) bulduk ki, sözlüklerden “doğru” kavramını çıkarmak geliyor içimizden…
Şimdi hem aktörleriyle, hem olaylarıyla anımsıyoruz, silemiyoruz hayatımızdan….

Evet, bu dönemde ithalat rejimi değişti… Diğerlerini boşverelim.
Çıkarılan bir kanunla, Tütün ve Tütün Tekeli Kanunu değişir, ithal sigaralar yurda gelir.
Virginia ve Burnley ile tanışırız; bu dostlar artık Türkiye’de imalat yapacaktır. Tekel’in tek eli kırılmıştır…

Bu yeter mi? Durdurmak mümkün değil!
Bize bizim tütünümüzü itelemeye çalışanlar, kendi ülkelerinde sigarayı bırakma kampanyaları başlatmışlardır… Bizim evlerimizde de Marlboro kovboyları, Camel safarileri, Parlament mavileri reklam aralarında boy göstermektedir. Orada bıraksınlar burada artırırız… Burada pazar düşer, orada Türkiye var; artar…
“Türkiye varken tütün satışlarından asla endişe duymayın” diyen İngiliz parlamenter gibi.
Ve 1994 yılında Amerikan tütününe yer açmak için Kota uygulaması getirilir….
Ekemezsiniz!

Tekel’in alım garantisi kaldırılmıştır; üretici sigara şirketleriyle sözleşme yapacaktır artık. Mecburdur büyük güce karşı kabullenmeye…
Veya vazgeçtim, tütün üretmiyorum demeye…

Sigara patronları, “üretme, ben kendi tütünümü getiririm” derler ve yaparlar. Tütün üreticisi bir ülkenin dış ticaret rakamları açık vermektedir…
Artık Türk tütününün yüzde 90’ı yabancılardadır…

Ne olmuştur biliyor musunuz? 1862 doğumlu Tekel, o Tekel ki iki binlerin başında Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarının ilk 50’si içinde, istihdamın birincisi, katma değer vergisi üçüncüsü, kurumlar vergisinin yedincisi tekel, “yokel” olmuştur.

Bitti mi? Bitmedi tabii ki…
2004 yılında Tekel’in alkollü içecekler bölümü 292 milyon dolara “MEY”e (Nurol, Limak, Özaltın, Tursab konsorsiyumu) yüzde 50 peşin, kalanı iki yıl eşit taksitlerle ödenmek üzere özelleştirilir…
Sıkı durun, devir anında kasasında 384 trilyon parası ve stoklarında 70 milyon dolar içkisi vardır.
Güzel bir “alış vermeyiş” di mi…

Satın alan ne yaptı? 3 yıl sonra yüzde 92 hissesini Amerikan Teksas Pasific Group’a üç katı fiyatla, 810 milyon dolara sattı.
Tekeli’in sigara fabrikaları da 700 milyon dolara British Amerikan Tobacco şirktine gitti…

Sanıyorum anlaşılmayacak bir şey yok…
Atatürk, Reji İdaresi’nin ilgasına dair kanunu çıkartıp, Tekel adıyla 1925’te millileştirerek müthiş bir kazanım oldu derken, içimizdeki İrlandalıları bilmiyormuş…
Sarı altını; “yeşil”e, Elizabeth’e dönüştürenlere…

Hadi yakalım birer sigara !

Metin Başaran