“Bir ulusu çökertmenin ve köleleştirmenin iki yolundan birisi kılıçla, diğeri ise borçladır” İşte bir ulusu yok etmenin yolları

Amerika Birleşik Devletleri’nin ikinci Cumhurbaşkanı John Adams (1735-1826) iki yüz yıl önce bunu tek cümleyle özetlemiş
“Bir ulusu çökertmenin ve köleleştirmenin iki yolundan birisi kılıçla, diğeri ise borçladır!” demişti.

Sene 2005 Türkiye ile bir alâkası olmayan John Perkins “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” kitabında anlatıyor;

⛔️ Kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç verip otobanlar yaptırırız.
⛔️ Sonra onlara arabalarımızı satarız.
⛔️ Sonra bankalarını satın alırız.
⛔️ O bankalardan halka ucuz krediler verip, daha çok araba almalarını sağlarız.
⛔️ Böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.
⛔️ O ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan kredi ayarlarız.
⛔️ Ayarlanan kredi “Asla” o ülkenin hazinesine gitmez. O ülkede ‘proje‘ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer.
⛔️ Enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton.
⛔️ Bizim şirketlerimiz kazanır o ülkedeki birileri de nemalandırılır.
⛔️ Toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkansızdır. Plan böyle işler.
⛔️ Sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki; “Bize büyük borcunuz var ödeyemiyorsunuz.
⛔️ O zaman petrolünüzü satın, doğal gazınızı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin, askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin.
⛔️ Birleşmiş Millletler de bizim için oy verin.
⛔️ Elektrik su kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin.
⛔️ Onları Amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın.
⛔️ Sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemleri ele geçiririz.
Bu, ikili, üçlü, dörtlü bir darbeler serisidir.

John Adams Amerika Birleşik Devletleri tarihindeki ilk Başkan Yardımcısı ve 2. Başkandır.
Massachusetts eyaletinin Boston kenti yakınlarında bulunan Braintree kasabasında dünyaya geldi ve gene Boston kenti yakınındaki Quincy kasabasında vefat etti.

Bağımsızlık Savaşı

John Adams Amerikan Bağımsızlık Savaşının önde gelen isimlerinden biridir. Boston merkezli Massachusetts kolonisinin ünlü avukatlarından biriydi ve İngiltere’den ayrılmayı savunan görüşleriyle tanınırdı. 1774’te Amerika’daki 13 İngiliz kolonisinin kurduğu Kıta Kongresi’nde Massachussets temsilcisiydi. 4 Temmuz 1776 tarihli Bağımsızlık Bildirgesi’nin yazılmasına katkıda bulunan isimlerden birisidir.[1]

Bağımsızlığın ilanının ardından İngiltere’ye karşı Fransa’nın desteğini almak için 1778-1780 yılları arasında Paris’te Benjamin Franklinile birlikte görev yaptı. Daha sonra Bağımsızlık Savaşı için kredi almak amacıyla Hollanda’ya geçti ve 1785’te İngiltere’ye gidene kadar orada kaldı. Bu dönemde Prusya ile de diplomatik ilişkiler kurdu. 1785-1788 yılları arasında İngiltere’de ABD’nin resmi temsilcisi olarak görev yaptı ve Kral III. George ile görüştü.

ABD’nin ilk başkan yardımcısı

1788’de ABD’ye döndü ve ilk ABD Başkanlık seçimi olan 1789 seçimlerinde aday oldu. Seçiciler kurulu seçiminde George Washington 69 oyun tümünü, John Adams ise 34’ünü aldı. Dönemin seçim usulleri uyarınca her Seçici iki oy kullanır, en çok oy alan Başkan seçilir, ikinci gelen ise Başkan Yardımcısı olurdu. Böylece George Washington ilk ABD Başkanı, John Adams ise ilk Başkan Yardımcısı oldu. 1792 yılındaki ikinci seçimde de George Washington 132 Seçicinin tümünün oyunu alarak Başkan, John Adams ise 77 oyla ikinci gelerek Başkan Yardımcısı oldu.

ABD’nin 2. başkanı

1796 yılında George Washington emekli olmaya karar verirken John Adams Federalist Parti’nin adayı olarak seçimlere katıldı. En önemli rakibi Demokratik-Cumhuriyetçi Parti adayı, Bağımsızlık Bildirgesi’nin ünlü mimarı Thomas Jefferson’du. John Adams 138 Seçicinin 71’inin oyunu alarak Başkan, Thomas Jefferson ise 68 oyla Başkan Yardımcısı seçildi.

1787-1801 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri ikinci Başkanı olarak görev yaptı. Başkanlığı döneminde ülkesini Napolyon liderliğindeki Fransa ile İngiltere arasındaki savaştan uzak tutmaya çalıştı. Halbuki ABD o dönem adeta ikiye bölünmüştü: Federalist Parti İngiltere’yi desteklerken Demokratik-Cumhuriyetçi Parti Fransız yanlısıydı. Kendi partisiyle çelişkiye düşmeyi göze alarak hem İngiltere hem de Fransa ile barış halini ve ülkesinin bütünlüğünü korumayı başardı. İzlediği bu siyaset yüzünden hem kendi partisiyle hem de Paris’teki Büyükelçilik döneminden beri yakın dostu olan Thomas Jefferson ile sorunlar yaşadı.

John Adams, bugün Beyaz Saray olarak bilinen başkanlık binasını inşa ettiren ve ilk kullanan Başkandır.
Hayatı boyunca köleliğe karşı çıkmış ve hiçbir zaman köle sahibi olmamıştır.
Fransa ve İngiltere ile savaşa girmekten kaçınmasına karşın ABD Ordusu’nun ve Donanması’nın kurucusu olarak bilinir.