Bir Bekçi Baba anısı… Bekçi Baba bakın nasıl şehit oldu. Efsane polis muhabirleri Burak Ersemiz yazdı

Bir Bekçi Baba anısı…

Mademki “Gözaltında silahlı eylem” yazım beğenildi bir yazı daha yazayım anılarla ilgili; Sene 86. Ben 16 yaşında taze bir gece muhabiriyim…

Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde Acil servis yanındaki gri ankesörlü telefonun yanındaki bankta oturuyorduk. Ankesörlü telefonu PTT den torpille aranır hale getirmişiz. Daha doğrusu numarasını öğrenmişiz. Gazeteden bize ulaşmak istediklerinde telsizimiz yoksa bu ankesörlü telefondan aranıyorduk. İşte yine böyle bir gece bankta üşümemek için pantolon paçalarından kıçımıza kadar gazete kağıdı doldurduğumuz bir nöbette uyumaya çalışırken ankesörlü telefon çalmaya başladı.
Şimdi kim olduğunu tam hatırlamıyorum bir arkadaşımızın merkezinden arıyorlardı. Fikirtepe Mandıra Caddesi üzerinde bombalı pankart olduğu ve bomba uzmanlarının da olay yerine doğru hareket ettiğini söylediler. Biz hemen bir kaç gazeteci arkadaş taksi ile Mandıra caddesine gittik. Pankart okulun duvarında asılıydı üzerinde sol bir örgütün sloganı vardı bomba imha ekipleri henüz gelmemişti.
O zamanların koyu kahverengi kıyafetiyle bir bekçi, İki kenarında Çaykur Rize kutusu asılı pankarta küfür ediyordu: “A..na kodumun gomanistleri”…
Bu küfürü ettikten sonra pankartı elleriyle sökerek yere attı ve tekmelemeye başladı olay o kadar hızlı olmuştu ki fotoğraf bile çekemedik. Neyseki pankart patlamamıştı.
Daha sonra uzun burun bir Fort minibüs gelerek bekçi ile birlikte pankartı da alıp Fikirtepe Karakoluna götürdü. Biz de arkasından yetiştik ve karakolun kapısında beklemeye başladık.
Üzerinde tam ne yazdığını görememiştik gece karanlığında.
Ben karakoldan içeri girip pankartta ne yazdığını öğrenmek isterken karakolun alt katında bir patlama meydana geldi ve dumanlar çıktı. Can havli ile dışarı fırlayan birkaç polise yardım ettik.
Tekme ile patlamayan pankart ne yazık ki karakolun bodrumunda patlamıştı.
Bekçi Baba şehit olurken iki poliste yaralanmıştı.
İşte hafızamda kalan 30 yıllık bir bekçi hikayesi.

Burak Ersemiz 2017