BAZEN DÜŞÜNÜYORUM DA.. Keşke yine siyah-beyaz olsaydı TV’lerimiz..

Zafer Arapkirli

BAZEN DÜŞÜNÜYORUM DA…

Keşke yine siyah-beyaz olsaydı TV’lerimiz…

Açtığımızda Jülide Gülizar ve Çetin Çeki’nin sesinden o can sıkıcı siyah-beyaz haberleri dinleseydik.
Ali Rıza Binboğa “Yarinleaaar Biziiim” diye bağırsaydı yine.
Levent Kırca, çocuk programları yapsaydı Pazar günleri.
Cenk Koray “kutu açmaca” oyunu oynatsaydı.
Pembe Panter’in saatini kaçırmayalım diye uykularımız kaçsaydı.
Pazar geceleri Dallas’ın JR’ını Lucy’sini, Sue Ellen’ını bekleseydik heyecanla.
Bonanza ve Avukat Petrocelli’nin son bölümünü izlemek için komşuya koşsaydık elimizde çekirdeklerle.
Üç kameralı maç naklen yayınında, Niko’nun ve Ogün’ün ve Çilli Mehmet’in gollerini izleseydik yine….

Siyenen’de her gece atsuratlıavukatı ve satılık yavşak yorumcuları ve NeTeVe’de yalanyalakayılışık haberleri izlemektense.
Rating kanallarında, yalı balkonlarında holding sahibi ve mirasyedi İstanbul aileleri mensuplarının abuk diyaloglarını dinlemektense.
Elinde kılıç ve balta ile adam doğrayan komik Dirilişçi portrelerini seyretmektense…
Survivor şaklabanlığında bunalımlı tiplerin birbirlerine ortamektep talebesi tadında triplerini çekmektense..

İyi ki Flash TV var anasını satiim..
En azından hayatın tadını çıkaran orta yaşlı orta sıklet teyzelerle birlikte şıkkıdı-şakkudu göbek atmak istiyor insan bazen.

“AngaranıngBağlarııBuklümBuklüm Yolları” eşliğinde.

Zafer Arapkirli