Babadan başlayan yolculuk. Ölümsüz müyüz

Sperm

Vücut denen BİR’in parçasında ki birçok besin vs.nin kimyasal olaylarının sonunda baba denen erkeğin yumurtalarında ki yaşam formu boyutunda milyonlarca kardeşimizle birlikte başladı en belirli yolculuğumuz.

Muhtemelen o boyutta da aramızda “Bu dünyanın dışında bir hayat var mı?” “Yaşadığımız bu dünyadan hafta da bir kaç kere başka bir yere milyonlarca kardeşimiz bu alemi terk edip nereye gidiyor? Cennet, “Cehennem diye bir yer var, oraya gidiliyor” diye konuşmuşuzdur.

O milyonlarcanın içinde sadece bir ya da bir kaçı inanmak değil bilmek istiyordu o yolculuk sonrasını.

Sonra bir gün, milyonlarcası erkek yumurtası yaşam boyutunda ölüp rahim denen bir başka yaşam boyutuna geçtiler. Çoğu cennet, cehennem derken ana rahmi denen araf’ta yok olurken birkaçı rahim denen araftan yumurtalardan birini kırıp sonrasını bilmek istiyordu.

O bir kaçtan sadece biri ( bazen bir kaçı) yorulmadan, ısrarla çabaladı, başardı ve yeni boyutta yaşamaya devam edebildi.

Anne karnı denen yeni yaşam boyutunda uzuvları büyüyor, üç boyutlu hale dönüşüyordu. Babasından bu yana bir sonraki formda cennet, cehennem var diye bilmek istemeyip sadece inanmak isteyen milyonlarca kardeşi ana rahmi denen arafta yok olmuşlardı.

Peki bu bulunduğu yer son muydu?
Hayır, olamazdı!
Suyun içinde yaşıyor, burundan solumuyor, ağızdan beslenmiyordu.

Peki, Sonrasında ne vardı? Anne karnını itiyor, tekmeliyor, bu yaşam boyutuna sığmıyor, sonrasını merak ediyordu.

Yine ısrarla “inanmak değil bilmek istiyordu.” Sonra, anne karnı denen boyutta ölürken dünya dediğimiz bu boyuta doğdu…

Bu boyutta da kulağına babasında ki boyuttan beri fısıldanan “sonrasında cennet, cehennem var” denmesini, bu yizden ana rahmi arafında yok olan milyonlarca kardeşinin yok oluşunu hatırladı..

Oysa cennet ya da cehennem denen şeyin aslında yaşadığı boyutu cennet ya da cehenneme çevirecek olanın da kendisi olduğunu biliyordu.

Artık birçok boyutta bir çok kez ölmüş yeniden başka boyuta doğmuştu.
BİR’den bir parça olduğunu biliyor, bitmeyen önceden geldiğini, bitmeyecek sonsuzu gittiğini BİR olduğunu ama BİR’in o olmadığının farkındaydı.

O inanmamak, bilmek isteme ısrarının sonunda artık ölümsüz olduğunu biliyordu!( F.Ç)

Fuat Çimen

Fuat Çimen