AHLÂKSIZLIK DİZ BOYU…
Dışarıda yemek meselesi, orta ve dar gelirli insanların giderek daha da az yapabileceği bir hadise haline dönüşüyor. Maliyetler, yiyecek ve içecek ürünlerinin alım fiyatları, ulaşım-enerji maliyetleri, mekân kiraları vs. gibi pek çok nedenle, yapılan zamları bir ölçüye kadar anlayabiliyorum.
Ama, mekân sahiplerinin aç gözlülükleri ya da çakallıkları nedeniyle bazı kalemlere yapılan fahiş zamları kabullenmek mümkün değil.
Birkaç değişik yerde (ki, benim öyle lüks sayılabilecek yerlere gitmediğimi tahmin edebilirsiniz) başıma geldiği için paylaşmak istiyorum.
Yemek fiyatlarına (özellikle et ürünleri; köfte-döner-kebap vb.) fazla zam yapmış görünmemek için, gizlice “içecek” kalemine bindiriyorlar zammı.
Misal: Birkaç ay ya da hafta önce diyelim 25 TL olan bir yemeği, bir anda 30-35 TL’ye yükseltmemek için, normalde 5 veya 6 TL’ye (markette 1 – 1,5 TL) sattıkları bir şişe sodayı 9-10 TL’ye fırlatıyorlar.
Çünkü insanlar insanlar genellikle mönüyü incelerken tabakta gelecek yemeklerin ücretine bakıyor. Su-soda-Cola-ayran benzeri şeylere dikkat etmiyor. “Olsa olsa…” kabilinden pek incelemiyoruz.
Dün akşam bir mekânda 23 TL verdiğim bir tabak salatanın yanında bir şişe sodaya 10 TL aldıklarını (hesabı öderken) görünce, uyarayım dedim. Geldim, toptancıda paket fiyatına baktım, şişesi 2 TL’ye geliyor.
Bu kadar şerefsiz olmayın be birader. Eve götürüp, o parayı yerken, çocuğunun kursağından geçirirken için rahat edecek mi yani? Ayıp değil mi? Esnaf olarak kendinizden nefret ettirmek için bu kadar uğraşmaktan yorulmuyor musunuz?
Zafer Arapkirli
