ABD’ye yine “dönerlerse” Taksim Anıtı’nı yıkarlar artık.. İçlerinden biri Rus çünkü..

Mihail Frunze: 3 Aralık 1921 tarihinde Sovyet Rus delegasyonunun başı olarak Ankara’ya geldi ve Mustafa Kemal Paşa ile görüştü.
Bu ziyaret esnasında, Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında bir iş birliği antlaşması imzalandı.
İstanbul’da Taksim Meydanı’nda bulunan Özgürlük Anıtı’nda Kliment Voroşilov ile birlikte heykeli vardır..

Kaynak: Oğuzhan Yıldız – facebook

İddialara göre;

Tasarımı İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica tarafından yapılan anıtın mermerlerinden, kullanılan madene kadar hepsi özenle seçildi…

İsmet İnönü’nün arkasındaki figür Kızıl Ordu’nun kurucusu olarak bilinen Frunze. (Az sayıda askeriyle Ekim Devrimi’ne yaptığı katkısı ile biliniyor. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra bile efsane olmayı sürdürüyor) Mareşal Fevzi Çakmak’ın arkasındaki ise Sovyet Orduları Başkomutanı Voroşilov’dur. (Cumhuriyetimizin 10. yıl kutlamalarına da katılan Voroşilov II. Dünya Savaşı’nda mareşal unvanını aldı)

Gerek Kurtuluş Savaşı gerekse Cumhuriyet’in kuruluşunda “Bolşevikler”in maddi ve manevi desteğine bir nebze teşekkür etmek için o iki generalin heykeli oraya konmuştu. 80 yılı aşkın süredir Taksim Meydanı’nda durmasına rağmen birçok kitap, dergi hatta ansiklopedilerde bile o iki generalin ismi yoktu. “Popüler Tarih Dergisi” Ağustos 2002 sayısında, yıllardır saklanan bu gerçeği/sırrı yazdı: Taksim Anıtı’nda, Atatürk’ün arkasında iki Sovyet generali duruyor: General Mihail Vasilyeviç Frunze ve Mareşal Kliment Yefremoviç Voroşilov…

KİM O İKİ GENERAL?

General Mihail Vasilyeviç Frunze, Sovyetler Birliği tarihi içinde önemli bir yere sahipti. Lenin’in özel talimatıyla, olağanüstü elçi sıfatıyla 13 Aralık 1921’de Ankara’ya geldi. Onuruna düzenlenen mitingde yaptığı konuşma büyük etki yarattı. Millet Meclisi’nde konuşma yaptı. Frunze, Mustafa Kemal’le yakın ilişki kurdu. Sakarya cephesini gezdi. 5 Ocak 1922 günü arkasında iyi duygular bırakarak ülkesine döndü.

Mareşal Kliment Yefremoviç Voroşilov ise 1881’de Vernhiy/Ukrayna’da yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Maden işçiliği yaparak eğitimini zorlukla bitirdi. 1925-1940 arasında Halk Savunma Komiserliği yaptı. II. Dünya Savaşı’nda Leningrad savunmasını yaparak Hitler’in kenti ele geçirmesini önledi. Savaş sonunda mareşalliğe yükseltildi ve 1947’de Politbüro üyesi oldu. 1953-1960 arasında Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanlığı (cumhurbaşkanlığı) yaptı. 1969’da öldü. Mareşal Kliment Yefremoviç Voroşilov’un bizim için önemi ise şuydu: Ulusal kurtuluş savaşının sürdüğü yıllarda askeri bilgisiyle savaşın taktik ve stratejisine katkıda bulunması amacıyla Ankara’ya gönderildi.

ANITIN YAPIMI 2,5 YIL SÜRDÜ

Anıtın yapım girişimi 1925’te başladı; 8 Ağustos 1928’de 30 bin İstanbullunun iştiraki ile TBMM Başkanı Kâzım Özalp tarafından açıldı. İstanbul’un ve İstanbullunun Cumhuriyet’e bağlılığını bir şekilde göstermesi gerekiyordu. Çoğunlukla Beyoğlu – İstiklal Caddesi, Karaköy – Bankalar Caddesi ve çevresindeki iş merkezlerinde çalışan gayrimüslim vatandaşlar tedirgindi. Bu zenginler, yanlarına Türk iş adamlarını da alarak mevcut statülerini korumak ve yeni rejime sahip çıkmak adına Taksim’e Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyet’i simgeleyen bir anıt yapmak üzere bağış kampanyası açtılar. O zamanın Taksim’i meydan değildi. Dikilen anıt sayesinde Taksim kavşağı meydan hüviyetine kavuştu. Çevre düzenlemesi ve anıt kaidesi İtalyan mimar Guilio Mongeri tarafından yapıldı. Meydan düzenlemesi daire formunda idi. Anıt bu dairenin merkezinde yer aldı.

Anıttan detaylar

Mongeri, anıtın kaidesini adeta bir bina gibi düşündü. Altında heykelleri barındıran ve dört cephesinde sivri kemerler bulunan bir anıt inşaa etti. Bu sivri kemerlerle oryantalist ve geleneksel Türk mimarisine gönderme yapmış oluyordu. Kaidenin iki yan cephesine birer havuz ve çeşme yaptı ise de buradan hiçbir zaman su akmadı. İnşaatta pembe renkli Suza ve yeşil renkli Trantino İtalyan menşeli mermerler kullandı. Dört cepheli kaidenin kuzey yüzünde Kurtuluş Savaşı, güney yüzünde Cumhuriyet Türkiye’si canlandırıldı. İki yan cephede sancağı dalgalandıran Türk askeri vardır. Kurtuluş Savaşı’nı canlandıran cephede, başında kalpağı ile savaş giysili askeri üniforması içinde Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Kocatepe’deki pozu canlandırılmıştır. Yanında piyadesi ile, süvarisi ile, topçusu ile kahraman askerleri yer alıyor. Bir de savaşın lojistik destekçisi fedakâr Türk kadını yere bağdaş kurmuş savaşı izliyor.