2000 bin yıl önceki bakire Meryem – oğlu İsa ile 5000 bin yıl önceki bakire İsis ile oğlu Horus hikayesi aynıdır

Çünkü;

“Tanrı adına işlenen cinayetlerin sayısı, şeytan adına işlenen cinayetlerin sayısından fazladır.” Erica Jong

2000 bin yıl önceki bakire Meryem – oğlu İsa ile 5000 bin yıl önceki bakire İsis ile oğlu Horus hikayesi aynıdır

 

Bakire Meryem ile oğlu İsa..

Mısır tanrıçası bakire İsis ile oğlu Horus..

Mısır tarihinin başından sonuna kadar, İsis, Mısır’ın en büyük tanrıçası olmuştur. Yararlı bir tanrıçadır ve sevgisi tüm yaşayan canlıları kapsayan bir annedir. İsis, tanrılar ile insanoğlu arasında hayati bir bağlantıdır.

Firavun olarak yaşayan Horus onun oğlu olarak kabul edilirdi. Piramit yazıtlarında, İsis’in kutsal memelerinden emzirilen olarak gösterilmiştir. İsis’i genç Horus’u kucağında gösteren çok sayıda heykel ve resim vardır. Sıklıkla, ana kraliçenin resmi ve o anki firavun aynı yerde resmedilmiştir.

Erken Hıristiyanlık, O’nun bazı özelliklerini Bakire Meryem’e atfetmiştir. Şefkatli ve koruyucu anne olarak, onun kültüne yakın olan doğu insanlarına İsis her zaman çekici gelmiştir.

İsis, analık ve bereket tanrıçası olup, “Cennetin Anası,” “Cennetin Kraliçesi (Regina Coeli)” ve “Stella Maris” adlarıyla anılır. Günümüzde Roma Katolik Kilisesi de, İsa’nın annesi Meryem’i (Mary) aynı sıfatlarla anmaktadır.

Bazı araştırmacılara göre Tanrıça İsis aynen Meryem’in İsa’yı dünyaya getirmesinde olduğu gibi bakire sıfatıyla bilinmiş ve 25 Aralık günü Horus’u dünyaya getirmiştir. 25 Aralık günü eski Mısırlılar dahil çoğu uygarlık tarafınca bir gün öncesinde gökyüzünün en parlak yıldızı olan Sirusla bağlantılı olarak seçilmiş ve sırf bu yüzden dolayı kutsal anlamlar yüklenmiş bir tarihtir. Noel her yıl 25 Aralık günü kutlanır ve bu gün Hristiyanların çoğu tarafından İsa’nın doğum günü olarak kabul edilir.

Meryem’in sahip olduğu bu kutsallık Hristiyanlıktan 600 yıl sonra ortaya çıkacak olan İslamiyetin kutsal kitabı olan Kuran’da da aynen benimsenmiştir. İslamiyetin doğduğu topraklarda Yahudilik ve Hristiyanlık inancı oldukça etkindi. Bunun bir sonucu olarak da İslamiyet sdece Yahudilerin peygamblerini değil Hristiyanlık inancının da kutsal kişilerini sahiplenip aynen kendine aldı.

“Allah, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem’i de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi.” (Tahrim -12)