Sevgili Oktay yolun nurlu osun.. Faik Kaptan gazetecilikte efsane bir isim olan Oktay Şengüler’i yazdı

SEVGİLİ OKTAY YOLUN NURLU OLSUN

Bir zamanların o ünlü Hürriyet İstihbaratının muhabirlerindendi.
Magazin ağırlıklı çalışırdı.
Kimsenin kalbini kırdığına şahit olmadık.
İşini yapar, tertemiz giyinir ve çoğu kez o ünlü çantasını sırtına vurur göreve giderdi.
Havalimanı Muhabirliğini ondan devir aldım.
Asıl görev Özkan Altıntaş’ındı. Özkan ailevi nedenlerden dolayı havalimanı bırakmak zorunda kaldı.
Şefimiz Mehmet Türker Yeşilköy’e Oktay’ı gönderdi.
Ben de Kıbrıs’tan yeni dönmüş, merkez de çalışıyordum.
Oktay yıllık izine ayrılınca Mehmet Bey bana, “Senin orada tanıdıkların var. Oktay izinden dönünceye kadar idare ediver” dedi.
Oktay izinden döndü ama bir daha havalimanına dönmedi.
Ben kendisini arayıp “Oğlum gelsene“ dedikçe bana,
“Türkan Şoray’la randevum var, Emel Sayın’la randevum var, Fatma Girik’le randevum var” diyerek Mehmet Beyi de ikna etti. Sonunda Havalimanı ihalesi bana kaldı.
Ondan sonra Oktay’la ne zaman karşılaşsak imalı imalı gülümser ve “Havalar nasıl Tak Tak” derdi.
Zira benim bir ara özellikle emniyet camiasında Kasım Gence’nin taktığı lakabım “Tak Tak Faik”ti.
Oktay’la küçük bir anı; İkimiz de merkezde çalışırken bir gün sanırım bir sanatçı için Kozlu Mezarlığına gittik. Mezarlıkta haber için çalışırken bir baktım bizim Oktay mezarlığın en uzak köşesinde bir mezarı başına oturmuş dua ediyordu.
Merak ettim yanına doğru yürümeye başladım.
O ise duasını bitirmiş yerinden kalkmıştı.
Yarı yolda karşıma geldi yüzüne baktığımda gözleri nemliydi.
“Hayrola Oktay kime dua ettin?” dedim.
Oktay’dan tek kelime bir cevap geldi.
“Anacığımdı”
İşte böyle dostlar biz gazetecilerin analarının kabir ziyareti bile haber arasında olur.
Allah’ın Rahmeti üstünden eksik olmasın sevgili Oktay.
Dualarım seninle.

Faik Kaptan

Faik Kaptan