Karşılaşınca “Alim naber nasılsın” derdi…

Karşılaşınca “Alim naber nasılsın” derdi, yüzünde insana huzur veren bir gülümseme oluşurdu.
Ama genelde yüzünde bilmediğim, bilemediğim bir hüzün vardı.
Bütün konuşmaları sevgi, saygı ve hoşgörü ile dolu idi.
“Alim sen gittin buralardan biz buralarda devam ediyoruz. İyisin dimi?
Senin başarıların bizi hep gururlandırıyor” derdi.
En son telefonda hükümet’i (annesini) kaybedince konuşmuştuk.
İçindeki acıyı uzaktan çok derin hissetmiştim.
Yaşanmışlıklar derdi küçük küçük notlarında…
Onu hep boğazındaki fotoğraf makinası ile küçük bedeni ile koşuştururken hatırlıyorum.
Gazeteciler Cemiyeti’nde Ahmet Kayacık ile eskimeyen ahbaplığında…
Şimdi ikisi de çekip gitti bu yalan dünyadan.
Belki hükümet ile ve ebedi dostu Kayacık ile de buluşmuştur.
Ama bize sadece unutulmayacak yüzlerce hikaye, kalbimizde sevgisi ve kocaman hüzün bıraktı.
Hoşçakal Turgut Özdemir abi, hoşçakal sevgi dolu güzel insan…

Ali Değermenci
Nam-ı diğer Kuzeyli Dali…