“Bir anı da ben yazacağım. Çömezim ya hem de nasıl çömez. Bana “git Mecidiyeköy Narkotik Şube’de muhabir ol’ dediler”

Şafak Toprak Kaplanoğlu

Baktım Burak Ersemiz yazıyor.
Aydın Baylan yazıyor.
Bahri Kayaoğlu yazıyor.
Orhan Can yazıyor..
Kardeşlerim hepsi. Benim başımı acayip derde sokan bir anı da ben yazcaaaam.
Çömezim ya hem de nasıl çömez.
Bana “Git Mecidiyeköy Şube’de muhabir ol” dediler.
Az buçuk adliye deneyimim var. Ama henüz DGM görmemiştim. ‘Tamam’ dedim.
Ama Mecidiyeköy ‘kurtlar sofrası’, hele bir Aydın Baylan var ki. Hem acar hem canavar.
O günlerde en büyük kabusum İrfan Ülkü, Murat Bayındır, Musa Hayal, Alaattin Demirtaş ve ismini hatırlayıp hatırlamadığım usta gazeteciler.
Bir arada ‘Nöbetçi Amirliği’ paylaşıyoruz Basın Odası niyetine.
O dönem Siyasi Şube Müdürü Vedat Cem, Narkotik Şube Müdürü Haşmet Yörük, yardımcısı Bayram Akbal.
Mali Şube’de de Neşet Taş var.
Nur içinde yatsın çalıştığım Güneş Gazetesinin Yurt Haber Şefi Suavi Abi (Kaptan) Neşet Müdürü tanıyor.
Bizim kızı kolla diye emanet etmişti.
Her neyse günlerden bir gün o dönem uyuşturucu baronu diye adlandırılan Hüseyin Baybaşin Aksaray’da otelinde bir basın toplantısı düzenledi.
Narkotikçi Akbal’ı yerden yere vurdu. Zannediyorum Silivri’de bir çiftliğe yapılan baskından bahsetti.
Ne rüşveti ne işkenceciliği kaldı. İddialar diz boyunu aştı.
Biz, şube muhabirleriyle toplantıyı izledik.
Saat geç olduğundan ilk kez hepimiz aynı fikirde buluşup haberi ertesi güne bıraktık.
Ben her zamanki ruh hastası olarak karşıt görüş almak için Akbal’ı aradım.
Adamın bana verdiği yanıt “Görevden alındım” oldu. “Neden” diye sordum.
Pişkince “Hacı Çapanlarla uğraştım, devlete hizmet verdim o yüzden” dedi.
Not aldım, ama ruh hastasıyım ya yetinmedim. Adama nasıl inanmıyorsam….
Dönemin emniyet müdürü Hamdi Ardalı’ya ulaşmaya çalıştım.
Tarih 80’lerin sonu cep telefonu nerde… Ne yaptım ettim araç telefonundan ulaştım.
Müdür doğruladı ama “Yalnız o değil ki” dedi. “Vedat Cem’i, Haşmet Yörük’ü de zorunlu izne çıkardığını” söyledi. Haber bomba.
Gazetenin ilk sayfasını yıktılar ve “İstanbul’un polis şefleri zorunlu izinde” diye tam sayfa girdiler.
Ben çömez çömez şubeye gittim ertesi gün…
Gururluyum ama korkuyorum, kimseden değil ha, yalnızca Aydın Baylan dan.
Netekim burnumdan da getirdi😃.
A
radan birkaç gün geçti.
Polis soruşturma açtı beni personel şubeye çağırıp ifademi aldılar.
Sanki suçluyum. Bildiğiniz gibi değil.
Gel zaman git zaman şubenin koridorlarında rütbeli bir trafik polisiyle karşılaştım.
Bana “Beğendim mi yaptığını” diye sordu.
Kendi kendime ‘ulan ehliyetin bile yok trafikte ne yapabilirsin’ diye sordum.
Ama dikkatli bakınca gördüm ki eski Narkotik Müdürü Bayram Akbal.
Yalnızca “Kıyafet yakışmış” diyebildim.
Vallahi alay etmek değildi amacım, ama adamı delirtmeyi başardım.
O günlerde birçok isimsiz ihbar aldım.
İçeriği güzel olan haberlerin ihbarları.
Ama ‘bir günde bir muhabire üst üste bu kadar güzel haber istihbaratı gelmez’ diye düşündüm.
Hatta birine arkadaşı yolladım boş çıktı.
Her hal beni bekliyorlardı.😘

Şafak Toprak Kaplanoğlu