FİRST LEYDİ’NİN VEDASI
Hürriyet’in eski patronu Belma Simavi hayata veda etti…
Bu onun için yetersiz bir tanımlama bu.
Gazetecilik hayatımın en uzun dönemini Erol Simavi ile geçirdim. Belma Simavi’yi de uzaktan ve yakından tanıma fırsatımız oldu.
O sonradan olma değil, gerçekten doğuştan bir first leydi’ydi.
Yetersiz maaş ve güç şartlarda çalıştığımız günlerde ondan gelen müge çiçekli, tam altınlı, milli piyango biletli yılbaşı kolisi bize büyük moral olurdu.
O kolilerin adresi de çalışanların eşleri olurdu.
Zarif elini evlerimize kadar uzatırdı.
Hiçbir zaman öne çıkmadan, kimsenin işine karışmadan sessiz ve uzaktan çalışanlara sevgisini hissettirirdi. Bir yemekte o günün üst düzey yöneticisi, bir arkadaşımıza şakayla karışık “O işi hallet yoksa seni işten atarım” dedi .
Arkadaşımızın masada olmadığı bir anda Belma hanım yöneticiye dönerek “Çok rahatsız oldum. Ne demek işten atarım. Kapındaki köleni mi kovuyorsun. Erol bile bunu söyleyemez” dedi.
Masa bir anda buz kesti.
Ayrıca Belma Hanım hiç kimseye rütbesine göre davranmazdı.
Herkes onun gözünde insandı.
Bu onun için yetersiz bir tanımlama bu.
Gazetecilik hayatımın en uzun dönemini Erol Simavi ile geçirdim. Belma Simavi’yi de uzaktan ve yakından tanıma fırsatımız oldu.
O sonradan olma değil, gerçekten doğuştan bir first leydi’ydi.
Yetersiz maaş ve güç şartlarda çalıştığımız günlerde ondan gelen müge çiçekli, tam altınlı, milli piyango biletli yılbaşı kolisi bize büyük moral olurdu.
O kolilerin adresi de çalışanların eşleri olurdu.
Zarif elini evlerimize kadar uzatırdı.
Hiçbir zaman öne çıkmadan, kimsenin işine karışmadan sessiz ve uzaktan çalışanlara sevgisini hissettirirdi. Bir yemekte o günün üst düzey yöneticisi, bir arkadaşımıza şakayla karışık “O işi hallet yoksa seni işten atarım” dedi .
Arkadaşımızın masada olmadığı bir anda Belma hanım yöneticiye dönerek “Çok rahatsız oldum. Ne demek işten atarım. Kapındaki köleni mi kovuyorsun. Erol bile bunu söyleyemez” dedi.
Masa bir anda buz kesti.
Ayrıca Belma Hanım hiç kimseye rütbesine göre davranmazdı.
Herkes onun gözünde insandı.
Benim yazıişleri müdürü olduğum günlerde bir toplantıdaydık.
Simavilere ait Domuz adası o sıralarda çok gündemdeydi.
Üst düzey davetler verilir, ünlü konuklar ağırlanırdı.
Domuz adasından konu açılmıştı. Ben de “Evet Belma hanım gerçekten çok güzelmiş” dedim.
Bana dönerek “Sen nereden biliyorsun” dedi.
“Efendim tekneyle geziyorduk, etrafında dolaştık“ dedim.
Sinirlenerek “Fikret aşkolsun, oralara kadar gelip neden uğramadın. Çok ayıp etmişsin. Orası bizim değil, sizin yeriniz. Gerçekten üzüldüm” dedi.
Hürriyet’in satılmasından sonra da uzun yıllar Belma hanımın zarif dokunuşlarını hissettik. Basın Ekspres’teki binada beş yıldızlı bir otel gibi dokunuşlar yapmıştı.
Lobisi
Üst düzey davetler verilir, ünlü konuklar ağırlanırdı.
Domuz adasından konu açılmıştı. Ben de “Evet Belma hanım gerçekten çok güzelmiş” dedim.
Bana dönerek “Sen nereden biliyorsun” dedi.
“Efendim tekneyle geziyorduk, etrafında dolaştık“ dedim.
Sinirlenerek “Fikret aşkolsun, oralara kadar gelip neden uğramadın. Çok ayıp etmişsin. Orası bizim değil, sizin yeriniz. Gerçekten üzüldüm” dedi.
Hürriyet’in satılmasından sonra da uzun yıllar Belma hanımın zarif dokunuşlarını hissettik. Basın Ekspres’teki binada beş yıldızlı bir otel gibi dokunuşlar yapmıştı.
Lobisi
, VIP yemek salonu, barı.
Duvarlardaki ünlü Türk ressamlarının pahalı tablolarıyla bize öyle bir ayrıcalıklı ortam bırakmıştı.
Zerafet ve zarifliğin canlı örneği gibiydi.
Güle güle gerçek first leydi.
Zerafetler içinde uyu…
Fikret Ercan
Kaynak: Facebook
