Ara seçim yapılmıştı. Başbakan Özal söz vermişti “İstifa edeceğim” diye. Uğur Mumcu ve Cüneyt Arcayürek basın toplantısında epey sıkıştırdılar. Arcayürek yüksek sesle öyle bir şey dedi ki.. Bir zamanlar gazetecilik böyle özgürdü.. Nursun Erel’den muhteşem bir anı

Nursun Erel’den Gazetecilik okullarının derslerinde anlatılması gereken muhteşem bir anı..

28 Eylül 1986’da Türkiye ara seçimlere gitmişti…
Seçim öncesinde, ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal, seçim stratejisini “partisinin oyları belli bir oranın altına düşerse istifa edeceği” sloganıyla yürüttü…
Enflasyon almış yürümüş, bürokrasi, “prensler” saltanatıyla hallaç pamuğu gibi atılmıştı…
Semra Özal’ın “papatyalar” skandalları da kötü gidişin bir başka fotoğrafıydı…
Derken seçimler yapıldı ve ANAP adeta eridi, tabii oy oranı da Özal’ın koyduğu çıtanın altına düştü…
Özal, bu konuları değerlendirmek üzere basin toplantısı düzenlemişti, ben de oradaydım…
Toplantıya katılan, hayranlık duyduğum iki duayen gazeteci, Cüneyt Arcayürek ve Uğur Mumcu sorularıyla Özal’ı köşeye sıkıştırsalar da Başbakan Nuh deyip Peygamber demiyor, “istifa ederim” sözünü çoktan unutmuş görünüyordu…
Toplantı çıkışında Cüneyt Arcayürek, Uğur Mumcu’ya Özal’ın ve kurmaylarının duyacağı şekilde seslendi:

-Yahu, ben bizim hanıma bunun onda biri kadar yalan söylesem, beni anında kapıya koyardı be!!!

Hepimiz kahkahalara boğulduk ama hükümet cenahından hiç ses soluk çıkmadı… Dillerini yutmuşlardı sanki.
Şimdi düşünüyorum da, nerde o gazetecilik? Devleşmiş gazeteciler?
Ya politikacılar? YALANCILIK politikacının en büyük hazinesi galiba…
Şu İstanbul seçimleri etrafında dönen tartışmalara, bavul bavul yalanlara!!! Ve mızıkçılığa bakar mısınız?

Nursun Erel