Başka Türkiye yok ve içerideki cephe olarak susmayacağız. Kaptan Mustafa Can açıkladı

Mustafa Can
Başka Türkiye yok ve içerideki cephe olarak susmayacağız
*****
Elbet de siyasi bir düşüncem olmasına rağmen, şimdiye kadar hiçbir partide görev almadım.
Ama bugün…
Şartlar ve durumdan çıkarılan vazife…
Nasıl ki doktorlarımız Türkiye’mizi bırakıp gitmemek için çalışıyorlarsa…
Nasıl ki askerlerimiz tüm moral bozucu gelişmelere rağmen silah bırakmıyorsa…
Nasıl ki temizlik işçisi kardeşlerimiz tüm ekonomik zorluklara rağmen sokaklarımızı temizlemekten kaçınmıyorsa…
Bizim de çekilmeye hakkımız yok.
Her Türk vatandaşının ülkesine daha iyi nasıl hizmet edebileceğini düşünmesi bir haktır.
Ve ben bugün bu hakkımı kullanacağımı açıklamak için bu satırları kaleme alıyorum.
*****
Kendi kendine yeten yedi ülkeden biriyken, manevi ve maddi olarak yaşanamaz hale gelen ülkemizde “sana mı kaldı?” sorusunun cevabı, “Evet. Bana kaldı, sana kaldı, ona kaldı” dır.
Unutmayalım ki Atatürk de, “bana kaldı” diyerek tek başlamıştır.
Her birimiz Atatürk’üz ve gerçekten de düze çıkmak bize kaldı.
Korkmayın!
*****
Denizcilik mesleğim gereği onlarca ülke gezdim, binlerce yabancı ile tanıştım.
Sizi temin ederim ki, kendine gelmiş bir Türklük; dünyaya barışı, huzuru aylarla sayılacak kadar kısa sürede getirir.
*****
Planlarını ertelediler ama iptal etmediler.
Ortalığa bir anda saçılan görüntüler üzerinden Suriye kuzeyinde savaş varmış kargaşası yaratıp milyonlarca Suriyeliyi turist gibi ülkemize yerleştirdiler.
İktidar tarafından ilk günlerde “geçici” olarak açıklanan bu durumun “kalıcı” olduğunu; onlara özel okullar açıldığında, doktor olarak atandıklarında, Türk çocuklarının girebilmek için adeta yaşamaktan vazgeçtiği üniversitelerde özel kontenjanlar açılırken ve hatta vatandaşlık dağıtılmaya başlandığında fark ettik.
Durum, “Osmanlı bakiyesi” yaratma hayalinden çok uzaktır.
Osmanlı bakiyesini, Suriyeliyi, Arapları İstanbul’a, Anadolu’ya taşıyarak değil “taşın yerinde ağır olduğunu” bilerek yaşadıkları coğrafyada oluşturdu.
Geçtiğimiz günlerde, Hatay’da doğan her 4 bebekten 3’ünün Suriyeli olduğunu ve 12 yıl sonra Suriyelilerin nüfus olarak Türkleri geçeceğini söyleyen belediye başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’a soruşturma açıldı.
Gerçeği söyleyenlerin dövüldüğü acı bir dönemden geçiyoruz.
*****
Suriyelilerin bugün dönebilecekleri bir vatanları varken, Anadolu’dan kovulan Türkler olarak nereye döneceğiz?
Hepinizin buna göre planları hazır mı?
Savaşları artık “topla, tüfekle” yapmakta ısrar edenler değil, zamanın ruhunu okuyarak aklını kullananlar kazanacak.
Afganistan’dan – yaşlı, çocuk, bebek veya kadın değil – tamamı gencecik delikanlılardan oluşan yığınlar hangi plan dahilinde yüzlerce kilometreyi yürüyüp ellerini kollarını sallaya sallaya yurdumuza alındılar.
Yarın canınıza, malınıza, ırzınıza talip olduklarında kendinizi koruyabilmek için planınız var mı?
Sizinle aynı medeniyet seviyesine gelememiş insanlara derdinizi anlatmaya çalışırken, çocuklarınızın geleceğini karartan tehlikenin farkına varın.
Ataları bu topraklar için canını, malını vermiş bizler atanamadığımız için intihar ederken, bizim yerimize bir Suriyeli’nin işe alınmasını ahlakınız kabul ediyor mu?
Dinimiz bile “önce akrabaya yardım” derken, bu topraklar için hiçbir bedel ödememiş insanların sizin “cefasını” çektiğiniz topraklarda “sefa” sürmelerine razı mısınız?
*****
Onların unutmadığı Türklüğümüzü bizim hatırlama zamanımız gelmedi mi?
Fransalı, Rusyalı, Almanyalı, İngiltereli diyenler dayak yemişten beter hale getirilirken, Türkiyeli ifadesinin altında yatan “Türkleri parçalayarak öz yurtlarından atma” girişimini görmüyor musunuz?
*****
Arkadaşlar!
Yüz yıl öncesinin faşist ile ırkçı kavramları aynı değildir.
Faşist, kendi ırkını yüceltmek için başka ırkları – gerekirse bahane yaratarak– yok etmeyi hedefine koyarken, yıllar içinde milliyetçiliğe evrilen ırçkılık ise kendisiyle aynı kültürden, aynı acılardan, aynı sevinçlerden gelen insanların en az diğer milletler kadar iyi yaşamasını ister.
Türk vatandaşlarının dünyanın ileri ülkeleri ile aynı hayat kalitesinde ve huzur içinde yaşamasına karşı mısınız?
Bugün Rusya – Ukrayna savaşında “Rus gazına ambargo” kararına katılmayarak kendi insanının soğuktan etkilenmesini, fabrikalarının durmasını engellemeye çalışan Almanya milliyetçi iken,
NATO’nun dibine kadar gelmesini engellemek isteyen Rusya milliyetçi iken,
İngiltere’nin “üzerinde güneş batmayan imparatorluk” hayallerini devam ettirmek için tarafları küstürüp sonra da barıştırmamak üzerine kurduğu politikası milliyetçi iken,
Hepsini bırakın…
Bugün Türkiye ile kedi fare gibi oynama cüretini kendinde gören, adalarımızı alenen işgal eden Yunanistan milliyetçi iken,
Biz “Türküz” deyince niye faşistlikle suçlanıyoruz?
Dünya tarihinde biz Türkler kadar soykırıma uğrayıp, bir o kadar soykırım yapmakla suçlanan millet var mı?
*****
Şurası bir gerçek ki, herkes fıtratının ve çıkarlarının gereğini yapıyor. Her seferinde bizi sokan akrebe kızmak yerine bizi akreplerle baş başa bırakanlara hesap sorma zamanı gelmedi mi?
Komşusu aç iken tok yatanın bir de komşuyu evinden atmaya çalıştığını unutmayalım.
Yüzyıllar sonrasını dahi görebilen Büyük Atatürk’ün şu sözü, harekete geçirmemiz gereken insanlara da işaret etmiyor mu?
“Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan,
halkını esir eden,
içerdeki cephenin suskunluğudur”
Susmayacağız!
Zafer Partisi Türk Dünyası ve Denizcilik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kapt. Mustafa Can