Burak Ersemiz filmi yapılabilecek gazetecilik anısını açıkladı. 3 gazeteci Altınoluk’a tatile gider bir otele yerleşirler. Otelin sahibi onlarla çok ilgilenir. Bakın o adam kim çıkar? Robert de Niro anısından daha büyük bir bomba bu

ŞAHSEN KENDİMDEN SIR GİBİ TUTTUĞUM BİR ANIM DAHA… ROBERT DE NİRO ANIM GİBİ İLGİNÇ …

İNTERPOL TARAFINDAN ARANAN “SARI AVNİ” İLE ALTINOLUK’TA BİR GECEYE DAİR..

Son günlerde Çiftlik Bank adı altında kurduğu “enayi çiftliği” aracılığı ile 70 bin kişiyi dolandıran ve bu sayede milyonlarca dolar haksız kazanç elde eden Mehmet Aydın yani namı değer Tosun’u konuşuyoruz. İnternet’e son düşen fotoğraflar tartışılıyor.
Antalya’da mı yoksa şüphesi doğuran bu fotoğrafların eski tarihlerde çekildiği ve şimdilerde farklı bir algı yaratmak için internete düşürüldüğünü düşünüyorum.
Neticede İnterpol Teşkilatı’nın “Kırmızı Bülten” ile aradığı bir zanlı bu Tosuncuk..
Kimbilir belki de Urugay’da işler karışık başka bir ülkeye geçme planı yapılırken gözleri buraya çekmektir amaç.

Neyse konumuz bu değil tabi ki.

Konu tosuncuktan mevzu bahis ile size 80’li ve 90’lı yılların “Sarı Avni” lakaplı Yaşar Avni Musullu’nun Hollanda ‘da bilinirken nasıl Altınoluk’ta yakalandığını anlatmak.
90’lı yıllarda Türkiye’den Avrupa ülkelerine götürülmek üzereyken farklı operasyonlarda Narkotik Şube ekipleri tarafından ele geçirilen tonlarca uyuşturucunun organizatörünün Sarı Avni olduğu belirtilirdi. Ben o dönem çalıştığım Hürriyet Gazetesi’nde hiç yapmadıysam en az 20 kere “Sarı Avni” haberi yapmıştım. Bunların bir kısmı “İnterpol tarafından Kırmızı bülten ile aranan Sarı Avni Hollanda’da” , “ Uyuşturucu’da yine Sarı Avni imzası”, ”Hollanda Sarı Avni’yi iade etmiyor” başlıkları taşıyordu.

Günlerden bir gün 3 kasım 1998 tarihinde Kanal D’de çalışırken o dönem istihbarat şefimiz olan Emin Demirel ve Osman Sertoğlu ile birlikte Altınoluk’a tatile gittik.
Bu seyahatte Dönemin Altınoluk Belediye Başkanı’nı da ziyaret ettik.
Bize kentin en rahat otelinin ve restoranının Rize’li bir kereste tüccarının olduğunu söyleyerek orada kalırsak hem rahat edebileceğimizi hem de akşamda birlikte yemek yiyebileceğimizi söyledi.
Biz de fiyatları da uygun olan OBA isimli otele yerleştik ve akşam hem başkanın hem de otel sahibinin davetine indik.

Otel sahibi Rize’li Rıza Ekşioğlu çok keyifli ve bonkör bir adamdı.
Porselen şişede 26 yıllık Chivas Regal şişeleri birbiri ardına açılıyordu.
Benimle özel ilgilenmişti.
Yanımdan ayrılmamış hatta ertesi gün lüks cipini almamızı onunla ormanda rahat gezebileceğimiz söylemişti.
Gece boyunca yaptığımız sohbetlerin içinde en çok narkotik muhabiri olduğumu öğrendikten sonra “Sarı Avni” ile ilgili haberlerin detaylarını öğrenmek istemişti.
Ve “korkmuyor musun öldürülmekten” diye de sormuştu.
Ben de tehdit edildiğimi ancak rahmetli Orhan Olcay’ın Çetin Emeç’in şehit edilmesinin ardından Erol Simavi tarafından kendisine hediye edilen silahını bana hibe ettiğini, kendimi bu silahla mümkün olduğunca koruyabileceğimi söylemiştim.
O da bana “Kırıkkale gazoz açar ben İstanbul’a geldiğimde. Uğra bana sana güzel bir silah vereyim” demişti..

Bu güzel gecenin ardından ertesi gün “Rıza Ağabey’in” cipi ile kaz dağlarını gezmiş piknik yapmıştık.
Sonra o akşam yola çıkarak İstanbul’a geldik.
Eve sabah vardığımda ev telefonum çaldı.
Açtığımda karşımda ki ses dönemin Kaçakçılık İstihbarat Daire Başkanı ismail Çalışkan’dı.
“Burak’ım dedi. “Valla operasyonu mahvedecektiniz ama bir şey söyleyemedik. Altınoluk Oba Restoranda saatlerce sohbet ettiğin adamı yakaladık kim o biliyor musun ?” dedi ve ekledi “Senin Rıza Abi diye iki şişi viski içtiğin Oba Otel’in sahibi yıllardır aradığımız ‘Sarı Avni’ydi.
Size hizmet eden garsonda benim elemanımdı.
Sizin gittiğiniz gün alacaktık ‘Sarı Avni’yi ama senin ve arkadaşlarının oraya ne iş için gittiğini de anlamamız gerekiyordu.
Senin ve arkadaşlarının Sarı Avni ile bir bağlantınız olmadığını anlayınca siz otelden ayrıldıktan sonra düğmeye bastık.
Sizden de şüphelensek sizi de alacaktık”

dedi.

Ben nasıl bir “zan” altında kaldığımızı bile düşünmeden haberi atlamanın hüsranı ile İsmail Çalışkan’a “Keşke bilgi verseydiniz başka bir yerde bekler operasyon sırasında otele gelir yakalamayı çekerdik ve haberini biz yapardık” dediğimde… Çalışkan, sadece güldü…

Evet tosuncuktan mevzu bahis ile Hollanda’da bilinirken Altınoluk’ta sahte kimlikle 14 yıl süresince otel ve restoran işleten “Sarı Avni” ile ilgili anımı da anlatmış bulundum..
Onu tanımam mümkün değildi bizde ki ve İnterpol’de ki fotoğrafı gençlik yıllarına ait siyah beyaz bir küçük vesikalıktı. Başka hiç bir iz yoktu.
Ve aşağıda ki “Sarı Avni Kimdir” yazısını okuduğunuzda Sarı Avni’yı yıllarca kimlerin yani hangi güçlerin koruduğunu da anlayacaksınız.

Yani diyeceğim o ki bir gün çevresinde ki koruma ağı körelince Tosuncukta yakalanacak ama kim bilir ne zaman…

Burak Ersemiz – Gazeteci

90’LI YILLARDA Kİ NARKOTİK VE MALİ ŞUBE OPERASYONLARI HABERLERİMİN BİR KISMI :

https://youtu.be/8IKJXEpKa-U

ROBER DE NİRO İSTANBUL’DA

https://www.facebook.com/691622762/posts/10155216524867763?s=691622762&sfns=mo

HÜSEYİN AVNİ MUSULLULU KİMDİR: 

Interpol’ün kaçaklar için çıkardığı ”Kırmızı bülten” listesinde üst sıralarda yer alan Avni Musullulu, 12 Eylül 1980 sonrası Türkiye’den kaçmıştır.
Bulgar mafya babalarıyla ortak eroin laboratuvarı, Papa’ya düzenlenen suikast; kara para aklama, İtalya’daki devlet-mafya çatışmasında “arabuluculuk” yaptığı iddia edilmiştir.
Sarı Avni, Amerikan Narkotik Bürosu tarafından hazırlanan resmi raporda, dünyanın önde gelen eroin şebekelerine en fazla baz morfin sağlayan adam olarak resmi belgelerdeki yerini almıştır.
Sarı Avni’ye ait olduğu araştırmalar sonucunda belirlenen 10 milyon sterlin değerindeki eroin paketleri, 1987 yılında Londra’nın Halley Caddesi’nde ele geçirilmiştir.
, 5 Kasım 1998 tarihinde Balıkesir’in Altınoluk ilçesinde polis tarafından yakalanmıştır. Musullulu’nun Susurluk kazasından iki gün önce Altınoluk ilçesinde Abdullah Çatlı, Sedat Bucak ve Hüseyin Kocadağ ile buluşarak yemek yediği polisin kayıtları incelemesi sonucunda ortaya çıkmıştır.
Musullulu, 6 Mayıs 2002 yılında Şartlı Salıverme Yasası kapsamında tahliye olmuştur.
İnterpol’ün kırmızı bülten ile yıllarca peşinden koştuğu baronlardan biri olan Musullulu 2015 yılında prostat kanseri tedavisi görürken 73 yaşında öldüğünde geride yanıt bekleyen çok sayıda “Sır” bıraktı.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yurtiçi ve yurtdışındaki mafya babalarına karşı başlattığı operasyonlar tüm hızıyla sürüyordu.
Polis  ‘Sarı Avni’ olarak tanınan uluslararası uyuşturucu kaçakcısı Yaşar Avni Musullulu’yu (Karadurmuş) yakaladı. Sarı Avni’nin, Balıkesir’in Altınoluk Beldesi’nde yıllardır sahte kimlikle yaşayıp restoran işlettiği ortaya çıktı. Ankara’dan Altınoluk’a gelen Avni Musullulu, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ile Interpol Başkanlığı’nca yürütülen ortak çalışma sonucu Balıkesir’in Altınoluk İlçesi’nde ele geçirildi.
Ankara’dan gelen polis ekibi, jandarmanın da desteğiyle 12.30’da ‘Sarı Avni’nin işlettiği belirlenen İskele Meydanı’ndaki Oba Restoran’a baskın yaptı.
Restoranın işletmecisi Rıza Ekşioğlu ile ruhsat sahibi 27 yaşındaki Ali Karadurmuş, gözaltına alındı.

Polis ekibinin bu iki kişiyi süratle Altınoluk’tan götürmesine beldede bir anlam verilemezken, asıl bomba, akşama doğru yetkilerin Ankara’da yaptığı açıklamalarla patladı. Belde halkının Rıza Ekşioğlu adıyla tanıdığı kişinin ünlü uyuşturucu kaçakçısı Yaşar Avni Musullulu olduğu anlaşıldı. Yaklaşık 10 yıldır Altınoluk’ta yaşayan, yerel yöneticiler ve esnafla yakın dostluk kuran kişinin ünlü uluslararası uyuşturucu kaçakçısı olduğunun ortaya çıkması, herkesi şaşırttı. Restoran işletmeciliğinin yanısıra, villa yapıp satan Yaşar Avni Musullulu’nun, çevresinde sevilen bir kişi olduğunu söyleyen belde sakinleri, bu olay karşısında şaşkınlıklarını gizleyemedi. Operasyonun Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık Daire Başkanlığı tarafından yapıldığı, dedektiflerin uzun süre takip ettikleri ve o bölge yaşadığını tespit ettikleri ‘Sarı Avni’yi parmak izi tespitinden sonra yakaladıkları belirtildi.
Eğlenceye düşkündü
‘Sarı Avni’ lakabıyla tanınan uluslararası uyuşturucu ve silah kaçakçısı Yaşar Avni Musullulu, Rize’nin Çayeli nüfusuna kayıtlı.
1983’ten itibaren Interpol tarafından kırmızı bültenle bütün dünyada aranan ‘Sarı Avni’, uzun süre İsviçre’de yaşadı. Su gibi para harcamasıyla ve eğlenceye düşkünlüğüyle tanınan ‘Sarı Avni’, Zürih’in en zengin kenti Kushachta’da çok lüks bir villada kaldı. ‘Sarı Avni’, bir süre İspanyol pasaportu taşıdı ve Barcelona yakınlarında lüks villa satın aldı. Yunan istihbarat örgütü adına çalıştığı, Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu’daka uyuşturucu mafyasının trilyonlarca liralık parasını akladığı biliniyor.
Interpol 15 yıldır arıyordu
‘Sarı Avni’ lakabıyla tanınan uluslararası uyuşturucu ve silah kaçakçısı Yaşar Avni Musullulu,Rize’nin Çayeli nüfusuna kayıtlı. 12 Eylül 1980 öncesi, Türkiye’ye büyük miktarda silah ve mermi soktuğu iddiasıyla aranmaya başlandı. Sıkıyönetim Mahkemesi’nde hakkında açılan davalarda yargılanan Musullulu, yıllarca uyuşturucu kaçakçılığında Türkiye ile Avrupa mafyası arasında koordinasyonu sağladı. 1980 sonrasında Türkiye- İtalya ve ABD’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği büyük uyuşturucu operasyonunda gündeme geldi. Operasyonda İsviçreli ortağı Paul Valeriderile Behçet Cantürk yakalanırken, ‘Sarı Avni’ kaçtı. 1983’ten itibaren Interpol tarafından kırmızı bültenle bütün dünyada aranan ‘Sarı Avni’, uzun süre İsviçre’de yaşadı. Su gibi para harcamasıyla tanınan ‘Sarı Avni’, Zürih’in en zengin kenti Kushachta’da çok lüks bir villada kaldı. ‘Sarı Avni’, bir süre İspanyol pasaportu taşıdı ve Barcelona yakınlarında lüks villa satın aldı.
Yunan istihbarat örgütü adına çalıştığı, Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu’daka uyuşturucu mafyasının trilyonlarca liralık parasını akladığı bilinen ‘Sarı Avni’, 1992 yılında İstanbul Halkalı’da ele geçirilen 6.5 ton uyuşturucu kaçakçılığıyla gündeme geldi.
Teşekkül halinde silah ve mermi kaçakçılığı yapmak suçundan Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 4 No’lu Askeri Mahkemesi’nce verilen gıyabi tutuklama kararı uyarınca 1983 yılında çıkarılan kırmızı bülten ile uluslararası düzeyde iade talebiyle aranan Musullulu hakkındaki dava, zaman aşımı nedeniyle Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 1995 tarihli kararıyla ortadan kaldırıldı. Musullulu, TEM Otoyolu ve Düzce’de 1992’de ele geçirilen 6 ton esrarın firari sanığı olarak İstanbul 1 No’lu DGM’ce çıkarılan gıyabi tutuklama kararı uyarınca aranıyordu.
‘Sarı Avni’nin adının karıştığı olaylardan bazıları şunlar:
1973 yılında Bulgaristan’dan Türkiye’ye 150 bin silahın kaçak olarak sokulması.
1974 yılında Bulgaristan’dan Türkiye’ye 600- 700 tabanca sokulması.
1975 yılında Bulgaristan’dan Türkiye’ye 700 bin mermi sokulması.
1977 yılında Bulgaristan’dan Türkiye’ye 500 bin mermi sokulması. Aynı yıl İtalya’da 2 kilo 750 gram eroin ele geçirilmesi.
1979 yılında Muğla- Bodrum sahillerinde 28 çuval silah bulunması.
1981-82 yıllarında Hollanda’da yapılan operasyonlar sonucunda 31 kilo eroin ele geçirilmesi.
1983’te Diyarbakır’da 217 kilo eroin ele geçirilmesi.
1984 yılında İtalya’da 15.5 kilo eroin ele geçirilmesi.
1989’da Türkiye’den İtalya’ya uyuşturucu kaçakçılığı.