Eski medya düzeni çöküyor.. Hürriyet’in Almanya eski müdürü Halit Çelikbudak yazdı, Hürriyet Gazetesi’nin eski müdürü Müfit Utkusoy bu tespitlere ekleme yaparak itiraz etti

Halit Çelikbudak’ın “Eski medya düzeni çöküyor…” başlıklı yazısı şöyle:
Müfit Utkusoy’un itiraz ve eklemesi ise yazının en alt kısmında..

Eski medya düzeni çöküyor… Gutenberg’in matbaayı icat etmesi gibi geri dönüşü olmayan bir aşamadayız artık… INMA (International Newsmedia Marketing Association) kuruluşunun verilerine bakılırsa bu haliyle kağıda basılı gazetelerin ömrünün pek fazla olmadığı gözüküyor… INMA’ya göre, özellikle 2000 yılından beri günlük gazete satışları yılda yüzde 15 gibi bir hızla düşüyor…Gazetelere biçilen ömür süreleri elbette bire bir tutmayabilir. Gazetelerin yok olmasıyla ilgili tarihler değişebilir ama değişmeyecek olan bir şey varsa o da şudur. Hızla değişime ayak uydurmamaları halinde gazetelerin bu haliyle ne gazetenin sahiplerine, ne hissedarlarına, ne sahiplerinin çocuklarına, torunlarına kalmayacağıdır.

Bilmem takip ediyor musunuz… Türkiye’de Hürriyet, Milliyet, Posta, İngilizce Daily News gazetelerini yayınlayan Demirören Medya Grubu CEO’su Mehmet Soysal bir süredir Milliyet’teki köşesinde adeta feryat ediyor. Aslında herkesin bildiği ancak dillendirmediği bir gerçeği gündeme getirdiği için teşekkür etmek gerekir… Geleneksel medyanın bitme, tükenme noktasına doğru gittiğini işaret ediyor. Sosyal medyanın, internet sitelerinin içerik hırsızlığından dem vuruyor… Bu konuda son derece haklı… Sıfır risk, minimum yatırım… Başkasının ürettiklerini bedava kullanan herkes yayıncı… Fikir, düşünce, emek hırsızlığı artık olağan… Bunun önlenmesinin kesinlikle gerekli olduğunu düşünüyorum…

Mehmet Soysal aynı zamanda ‘bedava okuyucu, bedava izleyici’den şikayetçi… İşte bu konuda pek de haklı sayılmaz… Çünkü hızla digitalleşen dünyada yazılı basının sürdürebilirliğinin tek çaresinin değişimi gelişime çevirmekten geçtiğini gösteriyor… Geleneksel gazetecilik anlayışıyla digital çağda gazetecilik de artık mümkün değil… Basit bir ifadeyle ‘Biz yazarız siz okursunuz’ düsturu artık geçerli değil. Eski alışkanlıklarla gazetenin sayfalarını klasik haberlerle doldurma dönemi çoktan bitti… Gazetelerin kendi seçtikleri haberleri sayfalara koyarak gündem yaratmaya çalışmaları dönemi de çoktan sona erdi… Dolayısıyla sigaraya, çaya bilmem ne kadar para veren niçin cüzi bir para verip gazete almıyor sorusunun cevabı burada yatıyor…

Benzeri bir olay tarihte yaşanmış… Boşuna ‘tarih tekerrürden ibaret’ dememişler… Yıl 1840… Bir yıl önce yani 3 Kasım 1839’da Tanzimat fermanı Gülhane’de okunarak halka arz olunmuş… Dönemin Dışişleri Bakanı Mustafa Reşit Paşa yapılacak yenilikler sayesinde, devletin iç işlerinde rahatlayacağını, çöküşten kurtulabileceğini düşünmektedir. Bu fermandan sonra hummalı bir çalışmaya giren Mustafa Reşit Paşa hükümeti aldığı bir mektupla şok olur. Bu mektup Avusturya Başbakanı Klemens von Metternich tarafından gönderilir. Mektup şöyle; ‘İmparatorluk günden güne zayıflamakta ve çökmektedir. Bu bir gerçektir. Gizlenmesi mümkün olmayacak kadar açıktır. Bir an önce bunu masaya yatırıp çöküş sebepleri ve çöküşün nasıl durdurulabileceği hususunun tartışılması gerekir.’

Avusturya Habsburg Monarşi’sine kırk yıl hizmet eden bu devlet adamının işaret ettiği konu yazılı basının yaklaşık 180 yıl sonra bugün yaşadığı durum ile birebir paralellik arz ettiği aşikar… Detaylandırmaya gerek yok… Konumuz tarih de değil…‘Kimse gazete okumuyor, gazeteler tirajları hızla düşüyor.’ Bu gibi sözleri son yıllarda sıkça duyuyoruz. Teknolojinin baş döndürücü hızı karşısında artık kağıda
basılı gazetelerin giderek ‘out’ olduğu sıkça dillendiriliyor. Nasıl dillendirilmesin…1800’lerde ABD Başkanı Abraham Lincoln’un ölümü İngitere’de tam 12 gün sonra duyuluyor. Şimdi öyle mi… Dünyanın herhangi bir yerindeki olay birkaç dakika
sonra dünyaya yayılıyor.

Almanya’da uzun yıllar gazeteciliğin her kademesinde çalıştım… Bir dönem Hürriyet gazetesinin Avrupa baskılarını yönettim. Birçok sektördeki gelişmeleri, sektörlerin yok olmalarını veya yaşadıkları dönüşümleri aktardık. Şimdi sıranın görev yaptığımız sektöre, yani gazetelere geldiği ortada… Gazeteciler artık izleyici, gözlemci değil. Bu dönüşümün bizzat aktörleri… Avrupa’da gazetelerin durumunu gelecek yazımda anlatacağım…

Halit Çelikbudak

Hürriyet Gazetesi’nin eski Dağıtım Planlama Koordinatörü Müfit Utkusoy bu tespitlere ekleme yaparak itiraz etti..
İtirazı şöyleydi:

Basılı gazeteye para ödemeye gerek olmadığını, bedavaya alabileceklerini kendileri öğrettiler vatandaşa yıllarca.
Gruba ait Milliyet, Hürriyet gazeteleri yıllarca üniversitelerde, otobüs terminallerinde, marketlerde bedava dağıtıldı, yerlerde paspas olarak kullanıldı.
Buna kendileri izin verdi, çünkü satışa eklediler bedava dağttıklarını.
Rakipleri de benzerlerini yaptı. Belki hala da yapıyorlar.
(Toplam satışların en az %25’i kadar adet bedava dağıtılıyordu)
Şimdi ağlamasınlar.
Basılı gazeteleri kendileri değersizleştirdi.
Gazetelerin yok oluşunu kendileri hızlandırdı.

Müfit Utkusoy

Müfit Utkusoy