1955 yılı Eylül’ün 6’sı.. Ben henüz 2 yaşındayım.. Bekir Birincioğlu yazdı

1955 yılı
Eylül’ün 6’sı……
İstanbul’da bir sonbahar akşamında başlamış olaylar, zarar gören Yahudi, Ermeni ve Rumlar ya kaçmış ya sınır dışı edilmiş, kimi vurulmuş, kimi yaralanmış.
İnsanı insanı kırdırmışlar….
Ben henüz 2 yaşımda Kasımpaşa Piyale yokuşunda ki dede evinde büyüme telaşındaydım.
Gençlik yıllarım Ortaköy dereboyunda, Sarıyer de geçti.
Malum o yıllarda arkadaşlarımızın çoğu Türkiye’den kaçmayıp kalan Ermeni ve Rum çocuklarıydı.
55 olaylarında hepsi çocuktu çoğunun ailesi her şeyini bırakıp Türkiye’den kaçtı kaçmayanlar saklandı, gizlendi, ortalık durulunca yine eski yaşamlarına döndü ama doğup büyüdükleri bu topraklarda üvey evlat muamelesi görür olmuşlardı.
Dedem Taksim karakolunda tabancasının şarjöründe hiçbir zaman mermisi olmayan bir Polis’ti.
Olayları bire bir yaşayan biri olarak ondan dinledim.
Tanıdığı bir çok Rum ve Ermeni asıllı dostunu evinin kilerinde ve (babasının) büyük dedemin Kasımpaşa Meydanı’nda ki manav dükkanında saklamış.
Günlerce süren bu saklama sürecinde onların her ihtiyacını karşılamış.
Zor günler geçirdi o insanlar derken maviş gözlerinden yaşlar süzülürdü.
Olayların sürdüğü iki gün eve aldığı dostları ile birlikte dışarı çıkmamış, başkomiseri iki gün sonra neredeydin diye sorunca Asmalımescit’te olduğunu söylemiş.
Birkaç gün sonra da şark görevi isteyip İstanbul’dan ayrılmış…
Daha çok şeyler anlattı bilinmeyen, yazmaya kalksam kısa bir roman olur…

Bekir Birincioğlu