Karaköy.. Eski yıllar.. İnsanların nezihliğine, gemilerin şirinliğine bakar mısın

Beyoğlu ilçesine bağlı bir semttir. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde, bölgede Karai Musevileri’nin yaşaması dolayısıyla buraya “Karailerin köyü” denmiş, bu deyiş zamanla Karaköy’e dönmüştür.

Tarih boyunca bir liman ve ticaret merkezi olma özelliğiyle ön plana çıkan Karaköy, Bizans zamanından beri bir limana sahiptir. Yaklaşık olarak 1000 yılında Bizanslılar, Cenovalı tüccarlara bu bölgede yerleşme ve iş yapma iznini vermiştir. Cenovalılar kendilerini ve ambarlarını korumak için birçok dayanıklı istihkamlar yapmışlardır, ki Galata Kulesi, görülebilen duvarlardak, en yüksek ve en kuvvetli noktadır.

İstanbul’un fethinden hemen sonra bölgede Cenevizliler, Venedikliler, Katalanlar, Rumlar, Ermeniler, Gürcüler, Osmanlılar ve Yahudiler görülürken, 1478 yılında bölge nüfusunun hemen hemen yarısının müslüman olduğu görülür.1500’den itibaren ise daha çok, İspanyol engizisyonundan kaçan Sefarad Yahudileri, buraya yerleşmiştir.

Karaköy, 1854-1856 Kırım Savaşı zamanında, Britanyalıların, Fransızların, İtalyanların akınına maruz kalmıştır. Rıhtım yetersizliği, ordunun ve askeri ekipmanlarının boşaltılmasını zorlaştırmış, hatta bir Fransız şirketi Karaköy’e iskele yapmak istemiştir. 19. yüzyılın sonlarında Karaköy bölgesi, bankaların ve sigorta şirketlerinin toplanma yeri olmuş; Osmanlı Bankası, İtalyan ve Avusturya sigorta şirketleri ile gayrimüslimlere ait muhtelif bankalar peş peşe açılmıştır.

20. yüzyılda ticaret faaliyetlerinin artmasına bağlı olarak liman gümrük binaları, yolcu terminali ve deniz antreposu genişletilmiştir. Karaköy bu yıllarda ayrıca, iskele boyunca yer alan salaş denizci meyhaneleriyle de ünlenmiştir.

Karaköy, bugün uluslararası ve şehiriçi yolcu trafiğinde kilit noktalardan biridir. Güneybatıda Galata Köprüsü Karaköy’ü Eminönü’ne bağlar. Tersane Caddesi batıda Azapkapı’ya, Voyvoda Caddesi kuzeybatıda Şişhane’ye , Yüksek Kaldırım Caddesi  kuzeyde Beyoğlu’na, Kemeraltı ve Necatibey Caddesi kuzeydoğuda Tophane’ye açılır. Üzerinden yoğun trafiğin geçtiği bir yeraltı çarşısı olan Karaköy Alt Geçidi, Karaköy İskelesi’ne alttan ulaşımda emniyetli bir geçiş sağlar. Galata Köprüsü üzerinden geçen tramvay hattı, Zeytinburnu-Kabataş arasında çalışır. Tünel ,1875 yılından beri insanları Karaköy’den İstiklal Caddesi’ne taşır. Karaköy İskelesi’nden vapurlarla Haydarpaşa ile Kadıköy’e ulaşım sağlanır. Karaköy Limanı’ndan feribotlar, lüks yolcu gemileri Karadeniz ve Akdeniz limanlarına seyrederler.

Geçmişte olduğu gibi günümüzde de İstanbul’un en önemli ticaret merkezidir; Karaköy. Tersane Caddesi etrafındaki Perşembe Pazarı’nda çeşitli makine parçaları ve aletler satışa sunulur. Elektrik parçaları satan dükkanlar Voyvoda Caddesi’nde yer alır. Kemeraltı Caddesi’nde çeşitli tesisat malzemeleri bulunabilir.

Köklü bir geçmişe sahip Karaköy, değişik dinlere ve değişik milletlere ait tarihi eserler açısından da zengin bir semttir. Galata Kulesi, Kamondo Merdivenleri, Osmanlı Bankası, S. Petro ve Paolo Kilisesi, S.George ve S.Michael Kilisesi,Santa Maria ve Santa Anna Kiliseleri, San Domenica Kilisesi,İstanbul’daki en eski Ermeni kilisesi olan Surp Sarkis Kilisesi, Surp Hisus Pırgiç Kilisesi, Saint Benoit Kilisesi-Manastırı-Okulu, Galata Bulgar Kilisesi, Haghios Ioannis Süryani Kilisesi, Neve Şalom Sinagogu, Arap Camii, Yer altı Camii ve Sokullu Camii bu tarihi değerlerden bazılarıdır.