Susuzluktan ölmesinler diye, düşlerimi suluyorum..

“Susuzluktan ölmesinler diye, düşlerimi suluyorum..”
Stephen Littleword
Ateş Nesin böyle çevirmişti..
Nur içinde yat güzel adam…

Aziz Nesin’in büyük oğluydu.
Kardeşleri onu hep yalnız bıraktı..
Hayat mücadelesini hep tek başına verdi..
Çevirmenlik ve rehberlik yapıyordu.
Bazı gazetelere birbirinden güzel nükteler yazar, ekmek parasını çıkartırdı..
Benim Dostumdu, arkadaşımdı..

Bir Beşiktaş maçı yazısında Ateş’le başlayıp Ateş’le bitirmiştim.
“Susuzluktan ölmesinler diye, düşlerimi suluyorum”(x)
Böyle çevirmişti Ateş Nesin!
Beşiktaş da “Düşlerini sulamaya” devam ediyordu.
Şampiyonluk için bu şarttı. Gökhan ve Sosa yoktu. Bu yüzden Oğuzhan ve Quaresma’ya büyük iş düşüyordu.

Gomez gol paslarında iyi beslenirse sorun olmayacaktı.
Eto’o, maç öncesinde takımını toplayarak “Gaz” verdi.
Ama, fazla gaz vermiş olmalı ki, ilk 3 dakikada 2 sarı kart yediler. Kramponla Quaresma’nın ayağının üstüne basılması fenaydı.
Hayret, Türk hakemleri ilk dakikalarda böyle kart mart vermezlerdi.
Oysa, hakemlerinden beklenen buydu.
Dakika kaç olursa olsun, kim suçluysa gösterecekti kartını.
İşte o zaman “İyi” hakem olma yolunda dev adımlar atarlardı!

Bu arada, Quaresma’nın korneri, döndü dolaştı ve Necip’in golü oldu…
Golden sonra Beşiktaş’ın 2 ve 3’ü bulması içten bile değildi.
Olcay, yüzde yüzlük golü kaçırdı, ama Eto’o kaçırmadı…
Q17’nin, topu söküp alarak 2. golü getirmesi de kötü TV yorumculara “gitti” tabii!
Gomez de gol anında “Burun gazisi” oldu!

Hakem iyi giderken Rodolfo’ya bedavadan kart verdi.
Spikerlerin Eto’o için ikide bir “Dünya yıldızı, dünya yıldızı” diye adeta yırtınması garipti.

Anladık, Eto’o ünlü biri de Quaresma dünya yıldızı değil miydi?
Barselona’da spikerin babası mı oynadı acaba?
Ya da Mario Gomez, film yıldızı mıydı? Eto’o için yırtınmak da neydi öyle!?
Quaresma’nın 3. goldeki “Açılımı” şahaneydi.
Sol kanattan Beck’e açtı, o da güzel pas çıkarttı Gomez’e…
3 golün mimarı Quaresma çıktı. Kerim girdi. Hataydı.
Olcay dururken Q17’nin çıkması! Ben ne zaman böyle desem Olcay gol atıyordu.
4-1 oldu! Quaresma, golü atan Olcay’ı yedek kulübesinden alkışladı. Bu futbol güzelliğiydi.

3 golün de başlangıcı Quaresma’ydı, nedense spikerler hep yok saydılar çocuğu! Ama, “Dünya Yıldızı” Eto’o’nun olmayan penaltı için ağlaması pek güzeldi doğrusu! 5. golün “Eser” sahipleri ise Kerim ve Cenk’ti.
“Açılış” maçında 5 atmak!
Ve Beşiktaş, bu maçta, ‘Düşlerini bir kez daha suladı’!
Bakın, yazının girişini Ateş Nesin çevirmişti!

Türk mizahının büyük ismi Aziz Nesin’in büyük oğluydu Ateş!
Gazetelerdeki kısa “Nüktelerin” yaratıcısı.
Ailenin “Kara Ördeği” idi!
O, bir ‘yalnız’ adamdı Kitap yazar parasını alamazdı.
Tercümanlık yapardı. Öyle geçinirdi.
Ama adam gibi adamdı. O da göçüp gitti.
Ama hayat, böyledir işte: Misal, Gomez o pası Quaresma’ya verse, gol atacaktı Q17.
Belki de oyundan çıkmayacaktı!
Ama hayat bu! Sen neler verirsin de, karşındaki sana bir kez vermez.

(x) Stephen Littleword

Cumhuriyet Gazetesi 27 ekim 2015 Salı

 

atesnesin