Denizcinin Kaf Dağı Ufuk Çizgisi.. Denizciler böyle adamlardır.. Okumazsanız asla öğrenemezsiniz

İstanbul Boğazı denizciler - vapurlar

Denizcinin Kaf Dağı Ufuk Çizgisi

Denizci adam iyi kalplidir.
Ama çok iyimser olamaz.
Biraz huysuzdur ama çekilmez olmaz.
Aşıktır ama gözü kör görmez.
Bilendir ama bilgiç değildir.
Mücadelecidir ama kavga etmez.
Kendisi ile giriştiği mücadeleden zaferle ayrılmamış adam ufuk çizgisine aşık olamaz.
Kendini yenemeyen adam, var olma mücadelesini kazanamaz.
Denizle kavga, öteki kavgalar için benzersiz bir savaş alanıdır.
Denizci adam denizle kavgasını verir ama onu asla yenemeyeceğini de bilir.
Zaten bu kavga denizi değil kendisini, içindekini yenme kavgasıdır.
Deniz yardım eder ona.
Berraklaşmasını, temizlenmesini, kendisini bulmasını, hikayenin bütününü görmesini sağlar.
Deniz, denizciye yardım eder.
Açık denizler insana galibiyeti getirir.
Sanal dünyayı, madde dünyasını alt etmeyi öğretir.
Var olmanın ne demek olduğunu anlatır.

Ufkun ardındaki ülkeleri düşler dümendeki adam.
İnci yetiştirilen deniz tarlalarını, balık avlanan resifleri, Hindistan cevizi ağaçlarının kapladığı adaları, salınan sandallara konmuş pelikanları, dünya seyahati yapan yelkenlilerin uğradığı koyları, sık ormanlara yağan sert yağmurların seslerini, muz ağaçlarında gülüşen çocukları, basit ama insani hayatı, kızaran batı göklerini, sararan doğu ufuklarını, kararan okyanus gecelerini, ağaran beyaz sabahları, Samanyolu’nun eşsiz kubbesini…

Hepsi vardır ufuk çizgisinin arkasındaki sularda.
Yelkenleri trim eder, hızını artırır, dümene yapışır, gözlerini kısar.Varmak, oraları yaşamak için.
Ama açık deniz bu.
Gittikçe yaklaşılamayan bu sihirli rotada ilerleyen adam, bir süre sonra varmanın değil gitmenin esas olduğunu, yolculuğun hayatın ta kendisi olduğunu algılar.
Durmanın yok olmak demek olduğunu anlar.
Yaşarken ufuk çizgisine varmaya debelenerek, oraya varmak için her şeyi göze alanları, ömür harcayanları düşünür hüzünlenerek.
Bir de ufuk çizgisine aşık olan yaşam sevdalılarını hatırlar.
Ufuk çizgisine olan aşk, bir çeşit platonik aşktır.
Asla kavuşulamayacak bir sevgilidir o. Hep vardır ve hep olacaktır.
Zaten yaşamak denen şey sevdiğin şeylerin peşinde koşmak değil midir ?
Varamasan, elde edemesen de yaşamak budur.
Asla ulaşamasan da sevmekten vazgeçmemektir hayat.
Uzaktan da sevebilen adam esaslı adamdır..

“Cenk Şahin’in Ekim 2016’da Sualtı Gazetesi’nde yayımlanan “Denizcinin Kaf Dağı Ufuk Çizgisi” adlı yazısından alıntıdır.”

Kaynak sayfa:
http://www.sualtigazetesi.com/?p=86831